Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TEKAÜT : Turkish Turkish

emekliye ayrılma

TEKAÜT : Turkish Turkish

emekli

TEKAÜT OLMAK : Turkish Turkish

emekli olmak, emekliye ayrılmak

TEKAÜTLÜK : Turkish Turkish

emeklilik

TEKBENCİLİK : Turkish Turkish

"yalnız ben varım, benden başka her şey yalnızca benim tasarımımdır" diyen; öznel ben'i bilinç içerikleriyle birlikte tek gerçek, tek var olarak kabul eden görüş, °solipsizm

TEKBİÇİM : Turkish Turkish

standart

TEKBİR : Turkish Turkish

müslümanlıkta tanrı'nın ululuğunu anmak için söylenen ve allahu ekber sözü ile başlayan duanın adı

TEKBİR GETİRMEK : Turkish Turkish

u duayı özel makamıyla okumak

TEKÇENEKLİLER : Turkish Turkish

oğulcuğu bir çenekten oluşmuş, kapalı tohumlardan bir bitki sınıfı, birçenekliler

TEKÇENETLİ : Turkish Turkish

kapsüllü yemişlerin tek parçalı olanları, birçenetli

TEKÇİ : Turkish Turkish

tekçilik yanlısı olan, tekçilikle ilgisi olan (kimse), °monist

TEKÇİLİK : Turkish Turkish

gerçekliğin temeli olarak yalnızca tek bir ilkeyi benimseyen dünya görüşü, °monizm

TEKÇİLİK : Turkish Turkish

gerçekliğin herhangi bir organ gibi bölünmez bir bütün olduğuna ve bağımsız parçaları bulunmadığına inanan öğreti, °monizm

TEKDELİKLİLER : Turkish Turkish

kuşlar gibi yumurtlayarak üreyen, dışkılığı olan memeliler takımı

TEKDİLLİ : Turkish Turkish

tek bir dil konuşan (kimse, topluluk)

TEKDİLLİLİK : Turkish Turkish

tek dil konuşma özelliği

TEKDİR : Turkish Turkish

azarlama, paylama

TEKDİR ETMEK : Turkish Turkish

azarlamak, paylamak

TEKDÜZE : Turkish Turkish

değişmeksizin, düzenli, aynı biçimde yinelenen, sürüp giden, °muttarit, °yeknesak, °monoton

TEKDÜZE : Turkish Turkish

değişmeyerek, aynı biçimde yinelenerek

TEKDÜZELEŞMEK : Turkish Turkish

tekdüze bir duruma gelmek

TEKDÜZELİK : Turkish Turkish

tekdüze olma durumu, yeknesaklık, °monotonluk

TEKE : Turkish Turkish

keçinin erkeği

TEKE : Turkish Turkish

ir karides türü

TEKE TEK : Turkish Turkish

iki kişi karşılıklı olarak