Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TEMİZ TEMİZ : Turkish Turkish

temiz olarak, temiz bir biçimde

TEMİZ TUTMAK : Turkish Turkish

(bir şeyi) kirletmeden, bozmadan kullanmak; temiz olmasına özen göstermek

TEMİZE ÇEKMEK : Turkish Turkish

ir yazının karalamasını temiz olarak yazmak

TEMİZE ÇIKMAK : Turkish Turkish

suçsuz olduğu anlaşılmak

TEMİZE HAVALE ETMEK : Turkish Turkish

kısa yoldan çözümlemek, çabucak bitirmek

TEMİZKAN : Turkish Turkish

atardamarlarda dolaşan, akciğerlerden oksijen taşıyarak vücudun her yanına giden kan

TEMİZKAN : Turkish Turkish

(at vb. için) soyuna başka soy karışmamış

TEMİZLEME : Turkish Turkish

temizlemek eylemi

TEMİZLEME : Turkish Turkish

yüzeylere yapışmış leke ve kirlerin giderilmesi, çözelti ya da asıltı durumuna getirilmesi olayı

TEMİZLEMEK : Turkish Turkish

temiz duruma getirmek, paklamak, arıtmak

TEMİZLEMEK : Turkish Turkish

sakıncalı, pürüzlü bir işi olumlu sonuçlandırmak

TEMİZLEMEK : Turkish Turkish

itirmek, tüketmek

TEMİZLEMEK : Turkish Turkish

vücudunu ortadan kaldırmak, öldürmek, yok etmek

TEMİZLEMEK : Turkish Turkish

ir yara ya da dokunun sağlam olmayan bölümlerini neşter ya da bıçakla kesmek

TEMİZLEMEK : Turkish Turkish

kumar oyunlarında öbür oyuncuların tüm paralarını almak

TEMİZLENİŞ : Turkish Turkish

temizlenmek eylemi ya da biçimi

TEMİZLENME : Turkish Turkish

temizlenmek eylemi

TEMİZLENMEK : Turkish Turkish

temiz duruma gelmek, arınmak, paklanmak

TEMİZLENMEK : Turkish Turkish

sakıncalı bir durumu, işi düzeltmek, bitirmek

TEMİZLENMEK : Turkish Turkish

ortadan kaldırılmak, öldürülmek

TEMİZLENMEK : Turkish Turkish

kadınlarda aybaşı sona ermek

TEMİZLENMEK : Turkish Turkish

kumarda öbür oyuncu ya da oyuncularca bütün parası alınmak

TEMİZLETME : Turkish Turkish

temizletmek eylemi

TEMİZLETMEK : Turkish Turkish

temizlemek eylemini yaptırmak

TEMİZLEYİCİ : Turkish Turkish

uhar makineleri aracılığıyla temizleme işini yapan kimse