Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TENEKE : Turkish Turkish

u maddeden yapılan, yaklaşık yirmi litre oylumundaki kap

TENEKE : Turkish Turkish

u kabın aldığı miktar

TENEKE : Turkish Turkish

tenekeden yapılmış (şey)

TENEKE MAHALLESİ : Turkish Turkish

damlarının çoğu teneke kaplı, derme çatma evlerin oluşturduğu mahalle

TENEKECİ : Turkish Turkish

tenekeden kap ve öteberi yapan ya da onaran kimse

TENEKECİLİK : Turkish Turkish

tenekeden kap ve öteberi yapma ya da onarma işi

TENEŞİR : Turkish Turkish

ölü yıkanan kerevet, salacak

TENEŞİR HOROZU ( YA DA KARGASI) : Turkish Turkish

çok zayıf kimse

TENEŞİR PAKLAR : Turkish Turkish

yaşarken kirli işlere bulaşan kimseler için tek çıkar yolun ölüm olacağı düşünüldüğünde kullanılır

TENEŞİRE GELESİ : Turkish Turkish

"ölsün" anlamında bir ilenme

TENEŞİRLİK : Turkish Turkish

cami avlularında teneşir ve tabut konulan yer

TENEŞİRLİK : Turkish Turkish

teneşir yapmaya yarayan tahta

TENEŞİRLİK : Turkish Turkish

ölene kadar kötü huyunu sürdürecek olan kimse

TENEŞİRLİK : Turkish Turkish

ölmek üzere bulunan (hasta)

TENEVVÜ, -Ü : Turkish Turkish

çeşitlenme, çeşitlilik

TENEVVÜR : Turkish Turkish

aydınlanma

TENEVVÜR ETMEK : Turkish Turkish

aydınlanmak

TENEZZÜH : Turkish Turkish

gezinti

TENEZZÜL : Turkish Turkish

alçalma, alçakgönüllülük gösterme

TENEZZÜL ETMEK : Turkish Turkish

kendi durumuna, düzeyine aykırı düşen bir şeyi ya da işi kabul etmek

TENHA : Turkish Turkish

yalnız, tek

TENHA : Turkish Turkish

ıçinde alışılandan az insan bulunan, kalabalık olmayan, ıssız, °hali

TENHA KALMAK : Turkish Turkish

çevresindekiler gidip tek başına, yalnız kalmak

TENHALAŞMA : Turkish Turkish

tenhalaşmak eylemi

TENHALAŞMAK : Turkish Turkish

yalnız kalmak