Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TEOKRATİK : Turkish Turkish

dinerkine dayanan

TEOLOG : Turkish Turkish

tanrıbilimci, °ilahiyatçı

TEOLOJİ : Turkish Turkish

tanrıbilim, °ilahiyat

TEOREM : Turkish Turkish

kanıtlanabilen bilimsel önerme

TEOREM : Turkish Turkish

mantıksal usavurma ile kanıtlanan önermenin ya da özelliğin bildirimi

TEORİ : Turkish Turkish

kuram, °nazariye

TEORİK : Turkish Turkish

kuramsal, °nazari

TEORİSYEN : Turkish Turkish

kuramcı

TEPE : Turkish Turkish

ir şeyin en üstteki bölümü

TEPE : Turkish Turkish

yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına,yamaçları yatık yer biçimi

TEPE : Turkish Turkish

irinin yanı başı, başucu

TEPE : Turkish Turkish

ir yerin, bir nesnenin vb.'nin üstü, tam hizası

TEPE : Turkish Turkish

aşın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü

TEPE : Turkish Turkish

a) çokgende ya da çokyüzlüde köşelerden her biri; b) ıkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası; c) bakışım ekseni bulunan bir eğrinin ya da yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri

TEPE TEPE KULLANMAK : Turkish Turkish

sağlamlığına güvenilen şeyler için yıpranacağını düşünmeden, esirgemeden, sakınmadan, hoyratça kullanmak

TEPECAMI, -NI : Turkish Turkish

tavanda ya da tavana yakın yerde, tepeye yakın bulunan camlı pencere

TEPECİK : Turkish Turkish

yerden yükseklikleri çok az olan tepeler

TEPECİK : Turkish Turkish

çiçektozunun konmasına yarayan, çiçeklerde dişi organların ucu

TEPEDEN BAKMAK : Turkish Turkish

küçümsemek

TEPEDEN İNME : Turkish Turkish

eklenmedik, şaşırtıcı

TEPEDEN İNME : Turkish Turkish

yüksek bir orundan çıkan (buyruk)

TEPEDEN TIRNAĞA (KADAR) : Turkish Turkish

aştan aşağı, her yanı

TEPEDEN TIRNAĞA SÜZMEK : Turkish Turkish

herhangi bir nedenle birine dikkatlice bakmak

TEPEGÖZ : Turkish Turkish

dar alınlı, gözleri saçlarının bittiği yere çok yakın görünen (kimse)

TEPEGÖZ : Turkish Turkish

dikkatsizce, sağa sola çarparak yürüyen (kimse)