Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TEPESİNDEN ( YA DA BAŞINDAN) KAYNAR SU DÖKÜLMEK : Turkish Turkish

derin bir üzüntü duymak

TEPESİNİN TASI ATMAK : Turkish Turkish

irdenbire çok sinirlenmek

TEPETAKLAK : Turkish Turkish

aşı aşağı gelecek biçimde, tepesi üstü

TEPETAKLAK ETMEK : Turkish Turkish

irinin toplumsal ya da ekonomik durumunu bozmak

TEPETAKLAK GİTMEK ( YA DA YUVARLANMAK) : Turkish Turkish

hızlı bir biçimde toplumsal ve ekonomik durumu bozulmak

TEPHİR : Turkish Turkish

uharlaştırma

TEPHİR : Turkish Turkish

uğulama, buğuya tutma

TEPHİRHANE : Turkish Turkish

uğuevi

TEPİ : Turkish Turkish

ir iş yapmak, bir eyleme geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek, itki

TEPİK : Turkish Turkish

tekme

TEPİKLEME : Turkish Turkish

tepiklemek eylemi

TEPİKLEMEK : Turkish Turkish

inek hayvanını yürütmek için ayakla vurmak, tekmelemek

TEPİLME : Turkish Turkish

tepilmek eylemi

TEPİLMEK : Turkish Turkish

geri çevrilmek

TEPİNDİRMEK : Turkish Turkish

tepinmesine yol açmak

TEPİNİŞ : Turkish Turkish

tepinmek eylemi ya da biçimi

TEPİNME : Turkish Turkish

tepinmek eylemi

TEPİNMEK : Turkish Turkish

ayaklarını hızla vurmak

TEPİNMEK : Turkish Turkish

öfke ve sevincini açığa vuracak davranışlarda bulunmak

TEPİNMEK : Turkish Turkish

(ayaklarını vurarak) gürültü etmek

TEPİNMEK : Turkish Turkish

ir şeyi istememek, diretmek, °kabul etmemek

TEPİR : Turkish Turkish

tahılı saman ve kavuzlardan ayırmaya yarayan, kıldan ya da kamıştan yapılmış elek

TEPİRLEMEK : Turkish Turkish

tahılı taşından ayırmak demek

TEPİŞ : Turkish Turkish

tepmek eylemi ya da biçimi

TEPİŞME : Turkish Turkish

tepişmek eylemi