Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TEVAHHUŞ ETMEK : Turkish Turkish

ürkmek

TEVAKKİ : Turkish Turkish

sakınma, korunma, çekinme

TEVAKKİ ETMEK : Turkish Turkish

sakınmak, korunmak, çekinmek

TEVAKKUF : Turkish Turkish

durma, duraklama, eğlenme, eğleşme

TEVAKKUF : Turkish Turkish

ağlı olma, ilgili olma

TEVAKKUF ETMEK : Turkish Turkish

durmak, eğleşmek, eğlenmek

TEVAKKUF MAHALLİ : Turkish Turkish

durak

TEVALİ : Turkish Turkish

arası kesilmeksizin sürme

TEVALİ : Turkish Turkish

art arda gelme, ardı arası kesilmeme, sürüp gitme

TEVALİ ETMEK : Turkish Turkish

arkası gelmemek, sürüp gitmek

TEVARÜS : Turkish Turkish

ir kimseden kalıt kalma, mirasa konma

TEVARÜS : Turkish Turkish

kalıtım yoluyla birinden diğerine geçme

TEVARÜS ETMEK : Turkish Turkish

(mal vb. için) kalıt olarak birinden diğerine kalmak

TEVARÜS ETMEK : Turkish Turkish

kalıtım yoluyla birinden diğerine geçmek

TEVATÜR : Turkish Turkish

ir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti

TEVAZU, -U : Turkish Turkish

alçakgönüllülük

TEVAZU, -U : Turkish Turkish

gösterişsizlik

TEVAZÜN : Turkish Turkish

irbirine denk olma, dengede bulunma

TEVBİH : Turkish Turkish

paylanma

TEVCİH : Turkish Turkish

elli bir yöne, yönelme

TEVCİH : Turkish Turkish

(aşama, orun) varma; °terfi ettirme

TEVCİH ETMEK : Turkish Turkish

yöneltmek, çevirmek

TEVCİH ETMEK : Turkish Turkish

(aşama, orun) varmak

TEVDİ : Turkish Turkish

verme, bırakma

TEVDİ ETMEK : Turkish Turkish

vermek, bırakmak