Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TEVHİT : Turkish Turkish

tektancırıcılık

TEVHİT : Turkish Turkish

tanrıyı övmek için yazılan koşuk

TEVHİT EHLİ : Turkish Turkish

tanrı'nın birliğine inananlar

TEVHİT ETMEK : Turkish Turkish

irleştirmek, bir araya getirmek

TEVHİT ETMEK : Turkish Turkish

tanrı'nın bir olduğunu söylemek

TEVİL : Turkish Turkish

ir sözü ya da davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, çevri

TEVİL ETMEK : Turkish Turkish

söz ya da davranışa başka anlam vermek

TEVİL GÖTÜRMEK : Turkish Turkish

söz ya da davranışa başka bir anlam verebilmek

TEVKİ, -İ : Turkish Turkish

padişah buyruklarına çekilen tuğra

TEVKİ, -İ : Turkish Turkish

u tuğrayı taşıyan buyruk

TEVKİCİ : Turkish Turkish

nişancı

TEVKİF : Turkish Turkish

durdurma

TEVKİF : Turkish Turkish

(bir suç dolayısıyla birini) tutuklama

TEVKİF ETMEK : Turkish Turkish

tutuklamak

TEVKİFHANE : Turkish Turkish

tutukevi

TEVKİL : Turkish Turkish

vekil etme

TEVKİL ETMEK : Turkish Turkish

irini vekil etmek

TEVLİT : Turkish Turkish

doğurtma, doğurma

TEVLİT : Turkish Turkish

neden olma, oluşturma

TEVLİT ETMEK : Turkish Turkish

doğurmak, doğurtmak

TEVLİT ETMEK : Turkish Turkish

neden olmak, oluşturmak

TEVLİYET, -Tİ : Turkish Turkish

vakıf mallarına bakma görevi

TEVRAT, -TI : Turkish Turkish

hz. musa'ya bildirilen tanrı buyruklarını kapsayan, ıbranilerin din kitabı

TEVRİYE : Turkish Turkish

ir anlatım inceliği elde etmek için birden çok anlamı olan bir sözcüğün yakın anlamının değil de uzak anlamının kullanılması sanatı

TEVSİ ETMEK : Turkish Turkish

genişletmek, yaymak