Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TEVSİ, -İ : Turkish Turkish

genişletme, yayma

TEVŞİH : Turkish Turkish

akrostiş

TEVSİK ETMEK : Turkish Turkish

elgelemek, belgeye bağlanmak

TEVSİK, -Kİ : Turkish Turkish

elgeleme

TEVZİ ETMEK : Turkish Turkish

dağıtmak, üleştirmek

TEVZİ, -İ : Turkish Turkish

dağıtma, üleştirme

TEVZİAT : Turkish Turkish

dağıtmalar, üleştirmeler

TEYAKKUZ : Turkish Turkish

uyanıklık, saklık

TEYEL : Turkish Turkish

seyrek ve eğreti dikiş

TEYEL İPLİĞİ : Turkish Turkish

teyel yapmakta kullanılan iplik

TEYEL YAPMAK ( YA DA ATMAK) : Turkish Turkish

dikilecek parçaları birbirine teyelle tutturmak

TEYEL YAPMAK ( YA DA ATMAK) : Turkish Turkish

kumaşın üzerinde dikilecek yerleri teyelle belirtmek

TEYELLEME : Turkish Turkish

teyellemek eylemi

TEYELLEMEK : Turkish Turkish

teyel yapmak

TEYELLENME : Turkish Turkish

teyellenmek eylemi

TEYELLENMEK : Turkish Turkish

(kumaş için) teyelle tutturulmak, üzerine teyel yapılmak

TEYELLİ : Turkish Turkish

teyelle tutturulmuş, teyellenmiş

TEYELLİ : Turkish Turkish

üzerine teyel atılmış

TEYEMMÜM : Turkish Turkish

su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum gibi şeylerle aptes alma

TEYİT : Turkish Turkish

doğrulama, gerçekleme

TEYİT ETMEK : Turkish Turkish

doğrulamak, gerçeklemek

TEYP : Turkish Turkish

manyetik bir bant üzerine sesleri saptayan aygıt, kasetçalar

TEYPE ALMAK : Turkish Turkish

söylenilen sözleri, müziği vb.yi teyp makinesindeki banda geçirmek

TEYZE : Turkish Turkish

ir kimseye göre annesinin kız kardeşi

TEYZE : Turkish Turkish

anne yaşıtı kadınlara söylenen seslenme sözü