Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TİN : Turkish Turkish

irtakım fizikötesi kurucularının, gerçeği ve evreni açıklamak için her şeyin özü, temeli ya da yapıcısı olarak benimsedikleri madde dışı varlık

TIN : Turkish Turkish

tınlayan şeyin çıkardığı ses, tınlama sesi

TİN TİN : Turkish Turkish

sessiz, patırtısız olarak

TINAZ : Turkish Turkish

yığın

TINAZ : Turkish Turkish

savrulmak için hazırlanan dövülmüş ekin yığını

TINAZ MAKİNESİ : Turkish Turkish

tınaz2 durumundaki ekinleri savurarak yabancı nesneleri ayıran aygıt

TİNBİLİM : Turkish Turkish

uhbilim

TİNERCİ : Turkish Turkish

uyuşturucu olarak tiner koklama alışkanlığı olan kimse

TINGADAK : Turkish Turkish

tınlayan şeylerin birdenbire düştüğünü anlatır

TINGIR : Turkish Turkish

metal bir nesne sert bir yüzeye düştüğü zaman çıkan ses

TINGIR : Turkish Turkish

para

TINGIR : Turkish Turkish

parasız, züğürt

TINGIR : Turkish Turkish

TINGIR MINGIR : Turkish Turkish

kuru, çınlamalı ve yankılı bir sesle

TINGIR MINGIR : Turkish Turkish

yavaş, düzenli bir biçimde yol alındığını belirtmek için söylenir

TINGIR TINGIR : Turkish Turkish

irbirine çarpan metal eşyanın çıkardığı sesin sürekliliğini bildirmek için söylenir

TINGIR TINGIR : Turkish Turkish

ir yerin bomboş olduğunu belirtmek için kullanılır

TINGIRDAMA : Turkish Turkish

tıngırdamak eylemi

TINGIRDAMAK : Turkish Turkish

(metal nesneler için) kuru bir ses çıkarmak

TINGIRDATIŞ : Turkish Turkish

tıngırdatmak eylemi ya da biçimi

TINGIRDATMA : Turkish Turkish

tıngırdatmak eylemi

TINGIRDATMAK : Turkish Turkish

tıngırtı çıkarmak

TINGIRDATMAK : Turkish Turkish

(çalgıyı) biraz çalabilmek

TINGIRDAYIŞ : Turkish Turkish

tıngırdamak eylemi ya da biçimi

TINGIRI YOLUNDA : Turkish Turkish

kazancı iyi