Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TİRAMOLA : Turkish Turkish

geminin rüzgâr üstüne ya da altına dönmesi için yelkenlerin kimini gevşetme, kimini germe işlemi

TİRAMOLA : Turkish Turkish

makaraları birbirine kavuşan bir palangayı açıp uzatma işi

TİRAN : Turkish Turkish

eski yunan'da siyasal erki tek başına elinde tutan kimse

TİRAN : Turkish Turkish

siyasal erki zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kimse

TİRAN : Turkish Turkish

acımasız, gaddar, despot

TIRAŞ : Turkish Turkish

(sakal, bıyık, kıl için) dibinden kesme, kazıma, yülüme

TIRAŞ : Turkish Turkish

(erkek saçı için) belli bir biçim vererek kesme

TIRAŞ : Turkish Turkish

kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal

TIRAŞ : Turkish Turkish

ir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belli bir biçim vermek için yontma

TIRAŞ : Turkish Turkish

yalan, asılsız, bıktırıcı söz

TIRAŞ : Turkish Turkish

gevezelik

TIRAŞ BIÇAĞI : Turkish Turkish

erkeklerin yüzlerindeki kılları kesmek için kullandıkları, çelikten yapılmış ince bıçak. °jilet

TIRAŞ ETMEK : Turkish Turkish

tıraş işini yapmak

TIRAŞ ETMEK : Turkish Turkish

ıkkınlık verecek kadar uzun konuşmak

TIRAŞ FIRÇASI : Turkish Turkish

sakal tıraşı olurken yüze sabun sürmeye yarayan fırça

TIRAŞ MAKİNESİ : Turkish Turkish

tıraş etmeye yarayan araç ya da aygıt

TIRAŞ OLMAK : Turkish Turkish

(erkek) saçını, sakalını kesmek ya da berberde kestirmek

TIRAŞA TUTMAK : Turkish Turkish

irini bıkkınlık verici uzun konuşmalarla oyalamak

TIRAŞÇI : Turkish Turkish

yalan, asılsız, bıktırıcı sözlerle karşısındakini rahatsız eden, °palavracı

TIRAŞÇI : Turkish Turkish

karşısındakini bıktırıncaya değin lafa tutma huyu olan (kimse)

TIRAŞI GELMEK ( YA DA UZAMAK) : Turkish Turkish

saçı, sakalı tıraş edilecek duruma gelmek

TIRAŞLAMA : Turkish Turkish

tıraşlamak eylemi

TIRAŞLAMAK : Turkish Turkish

üzerinden pürüzleri almak, yontmak

TIRAŞLAMAK : Turkish Turkish

(saç, sakal vb. için) seyreltmek, kazımak, tıraş etmek

TIRAŞLAMAK : Turkish Turkish

ıkkınlık verecek kadar uzun, asılsız, abartılı konuşmak