Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TIRNAKLIK : Turkish Turkish

namlunun üzerinde bulunan kertik

TIRNAKSI : Turkish Turkish

tırnağa benzeyen

TIRNAKSI KEMİK : Turkish Turkish

göz çukurunun iç çeperinde bulunan, küçük, dört köşe ince bir çift kemik

TIRNAKSIZ : Turkish Turkish

tırnağı olmayan

TİROİT : Turkish Turkish

gırtlağın ön tarafında bulunan ve salgısını kana veren bir bez, kalkanbezi

TİROKALSİTONİN : Turkish Turkish

tiroit bezinden salgılanan, kandaki kalsiyumu azaltan hormon

TİROKSİN : Turkish Turkish

tiroit hormonlarının ilki

TIRPAN : Turkish Turkish

uzun bir sapın ucuna tutturulan, ot, ekin vb. biçmeye yarayan, hafifçe kıvrık, uzun çelik bıçak

TIRPAN : Turkish Turkish

karşı güreşçinin ayak bileklerine hızla ayak vurma

TIRPAN ATMAK : Turkish Turkish

ir topluluğu yok etmek, kırıp geçirmek

TIRPANA : Turkish Turkish

özkedibalığıgillerden, yan kanatları vücuduna yapışık, uzun kuyruklu; iri bir balık, rina (raja batis)

TIRPANCI : Turkish Turkish

tırpanla ekin biçen kimse

TIRPANLAMA : Turkish Turkish

tırpanlamak eylemi

TIRPANLAMAK : Turkish Turkish

tırpanla biçmek

TIRPANLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi ortadan kaldırmaya, yıkmaya girişmek

TIRPANLANMA : Turkish Turkish

tırpanlanmak eylemi

TIRPANLANMAK : Turkish Turkish

tırpanlamak eylemine konu olmak ya da tırpanlamak eylemi yapılmak

TİRPİDİN, TİRPİT, TİRPİTİL : Turkish Turkish

ufak bahçe çapası

TİRŞE : Turkish Turkish

yeşil ile mavi arası renk

TİRŞE : Turkish Turkish

u renkte olan

TİRŞE : Turkish Turkish

üzerine yazı yazmak için hazırlanan deri, °parşömen

TİRŞELEŞMEK : Turkish Turkish

tirşe rengine dönüşmek

TİRŞEMSİ : Turkish Turkish

tirşe rengine benzeyen, tirşeye çalan

TİRSİ : Turkish Turkish

hamsigillerden, uzunluğu 60 santimetre, yumurtalarını tatlı sulara bırakan bir balık türü (alosa alosa)

TİRŞİK : Turkish Turkish

yemeği yapılan, tadı ekşi bir ot