Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TİTREMEK : Turkish Turkish

kaslar hızlı küçük kasılmalarla sarsılmak

TİTREMEK : Turkish Turkish

(ses için) kısık ve kesik kesik çıkmak

TİTREMEK : Turkish Turkish

irinden ya da bir şeyden korkmak, korkuya kapılmak

TİTREMEK : Turkish Turkish

çok üşümek

TİTREMEK : Turkish Turkish

(işık için) aralıklı olarak gücü azalıp çoğalmak

TİTREMLEME : Turkish Turkish

konuşmada, düşünce ya da duyuştan gelen yumuşaklık ya da sertlik özelliklerini belirtmek için titremleri düzenleme

TİTREMLEMEK : Turkish Turkish

titrem uygulamak

TİTREMLENMEK : Turkish Turkish

titrem uygulanmak

TİTREŞİM : Turkish Turkish

küçük ve hızlı salınım, °ihtizaz

TİTREŞİM : Turkish Turkish

ir noktanın gözün göremeyeceği kadar kısaca kımıldanışı, °ihtizaz

TİTREŞİMLİ : Turkish Turkish

titreşim yapan ya da titreşim oluşturan

TİTREŞİMLİ : Turkish Turkish

ötümlü

TİTREŞİMSİZ : Turkish Turkish

titreşim yapmayan ya da titreşim oluşturmayan

TİTREŞİMSİZ : Turkish Turkish

ötümsüz

TİTREŞME : Turkish Turkish

titreşmek eylemi

TİTREŞMEK : Turkish Turkish

her yanı titremek

TİTREŞMEK : Turkish Turkish

titreşim durumunda olmak, °ihtizaz etmek

TİTREŞTİRİŞ : Turkish Turkish

titreştirmek eylemi ya da biçimi

TİTREŞTİRMEK : Turkish Turkish

her yanını titretmek

TİTREŞTİRMEK : Turkish Turkish

titreşim durumuna getirmek

TİTRETE TİTRETE : Turkish Turkish

titreterek

TİTRETME : Turkish Turkish

titretmek eylemi

TİTRETMEK : Turkish Turkish

titremesine yol açmak

TİTRETMEK : Turkish Turkish

korku salmak

TİTREYE TİTREYE : Turkish Turkish

titreyerek