Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TOKA : Turkish Turkish

kemer, kayış vb.'nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık

TOKA : Turkish Turkish

kadınların saçlarını tutturmaya yarayan, kimi zaman da süs olarak kullanılan araç

TOKA : Turkish Turkish

el sıkışma

TOKA : Turkish Turkish

ıçki içerken birinin şerefine, sağlığına kadeh tokuşturma

TOKA : Turkish Turkish

el sıkışma

TOKA : Turkish Turkish

ıçki içerken birinin şerefine, sağlığına kadeh tokuşturma

TOKA ETMEK : Turkish Turkish

el sıkışmak

TOKA ETMEK : Turkish Turkish

karşılıklı iki parçayı getirip birbirine dayamak

TOKA ETMEK : Turkish Turkish

kadeh tokuşturmak

TOKA ETMEK : Turkish Turkish

vermek

TOKAÇ : Turkish Turkish

çamaşır yıkarken kullanılan, tahtadan, yassı tokmak

TOKAÇ : Turkish Turkish

alantopu, masatopu gibi oyunlarda, değişik madde, biçim, ağırlık ve ölçüde olabilen, topa vurmaya yarayan araç, °raket

TOKACI : Turkish Turkish

gece hırsızı

TOKAÇLAMA : Turkish Turkish

tokaçlamak eylemi

TOKAÇLAMAK : Turkish Turkish

(çamaşırı) tokaçla dövmek

TOKAÇLANMA : Turkish Turkish

tokaçlanmak eylemi

TOKAÇLANMAK : Turkish Turkish

(çamaşır) tokaçla dövülmek

TOKALAŞMA : Turkish Turkish

tokalaşmak eylemi

TOKALAŞMAK : Turkish Turkish

irbirinin elini sıkmak, el sıkışmak

TOKALI : Turkish Turkish

tokası olan, toka takılmış olan

TOKAT : Turkish Turkish

(ınsana) el içi ile vuruş

TOKAT : Turkish Turkish

ds hayvan ağılı

TOKAT : Turkish Turkish

tarla, bahçe ya da mandıra kapısı

TOKAT ATMAK AŞKETMEK ( YA DA PATLATMAK) : Turkish Turkish

el içi ile vurmak

TOKAT YEMEK : Turkish Turkish

(kendine) tokat vurulmak