Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TOKATÇI : Turkish Turkish

hırsız, dolandırıcı

TOKATÇILIK : Turkish Turkish

tokatçının işi, dolandırıcılık, hırsızlık

TOKATLAMA : Turkish Turkish

tokatlamak eylemi

TOKATLAMAK : Turkish Turkish

tokat atmak

TOKATLANMA : Turkish Turkish

tokatlanmak eylemi

TOKATLANMAK : Turkish Turkish

tokat atılmak

TÖKEZİMEK : Turkish Turkish

tökezlemek

TÖKEZLEME : Turkish Turkish

tökezlemek eylemi

TÖKEZLEMEK : Turkish Turkish

yürürken ayağı bir yere çarpıp sendelemek

TÖKEZLEMEK : Turkish Turkish

güçlük ve engellerle karşılaşmak

TÖKEZLENME : Turkish Turkish

tökezlenmek eylemi

TÖKEZLENMEK : Turkish Turkish

tökezlemek eylemi yapılmak

TÖKEZLENMEK : Turkish Turkish

tökezlemek

TÖKEZMEK : Turkish Turkish

tökezlemek

TOKGÖZLÜ : Turkish Turkish

gözü malda olmayan. gözü tok, "açgözlü" karşıtı

TOKGÖZLÜLÜK : Turkish Turkish

tokgözlü olma durumu, "açgözlülük" karşıtı

TOKLU : Turkish Turkish

ir yıllık kuzu

TOKLUK : Turkish Turkish

tok olma durumu

TOKMAK : Turkish Turkish

ağaçtan yapılmış iri çekiç

TOKMAK : Turkish Turkish

kapı kanadına asılı ve kapı çalmaya yarayan, türlü biçimlerde metal parça

TOKMAK : Turkish Turkish

dibekte dövme işi için kullanılan ağaçtan araç

TOKMAK : Turkish Turkish

davul vb. vurma çalgıları çalmakta kullanılan ve çalgının bir parçası olan araç

TOKMAK GİBİ : Turkish Turkish

tıkız etli

TOKMAK TOKMAK : Turkish Turkish

etli, kalın

TOKMAKÇI : Turkish Turkish

jigolo