Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TOKMAKÇILIK : Turkish Turkish

tokmakçı olma durumu, tokmakçının işi

TOKMAKLAMA : Turkish Turkish

tokmaklamak eylemi

TOKMAKLAMAK : Turkish Turkish

tokmakla vurmak

TOKSİGEN : Turkish Turkish

ağı oluşturan

TOKSİKOLOG : Turkish Turkish

toksikoloji ile uğraşan kimse

TOKSİKOLOJİ : Turkish Turkish

ağılarla, onların organizmaya olan etkileriyle ve ağıların belirlenmesiyle uğraşan bilim dalı

TOKSİN : Turkish Turkish

canlı organizmalarda görülen ağı

TOKSÖZLÜ : Turkish Turkish

hatır ve gönül dinlemeden, hiçbir şeyden çekinmeden konuşan

TOKSÖZLÜLÜK : Turkish Turkish

toksözlü olma durumu

TOKUÇ : Turkish Turkish

tokaç

TOKURDAMA : Turkish Turkish

tokurdamak eylemi

TOKURDAMAK : Turkish Turkish

hava, suyun içinde kabarcıklar durumunda yükselirken ses çıkarmak

TOKURDATMA : Turkish Turkish

tokurdatmak eylemi

TOKURDATMAK : Turkish Turkish

tokurdamak eylemini yaptırmak

TOKURTU : Turkish Turkish

tokurdama sesi

TOKUŞMA : Turkish Turkish

tokuşmak eylemi

TOKUŞMAK : Turkish Turkish

elle tutulan iki şeyi birbirine çarpmak, çarpışmak

TOKUŞMAK : Turkish Turkish

kafa kafaya vuruşmak

TOKUŞTURMA : Turkish Turkish

tokuşturmak eylemi

TOKUŞTURMAK : Turkish Turkish

irbirine dokundurmak, çarpıştırmak

TOKUZ : Turkish Turkish

sık ve kalınca, tok (kumaş)

TOKYO : Turkish Turkish

(tokyo kentinin adından) genellikle plastik, açık bir tür terlik

TOL : Turkish Turkish

taş kemer ya da taş kemerlerle yapılmış ev, oda, kapı vb. şey

TOL : Turkish Turkish

yayla ya da bahçe kulübesi

TOL : Turkish Turkish

küçük köy