Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TOPARLAK HESAP : Turkish Turkish

yuvarlak hesap

TOPARLAK SAYI ( YA DA RAKAM) : Turkish Turkish

yuvarlak sayı

TOPARLAKÇA : Turkish Turkish

toparlağa yakın bir biçimde olan

TOPARLAMA : Turkish Turkish

toparlamak eylemi

TOPARLAMAK : Turkish Turkish

ir araya getirmek, toplu bir duruma sokmak

TOPARLAMAK : Turkish Turkish

(düşünce için) neler üzerinde durulacağını anımsayıp bir araya getirmeye çalışmak

TOPARLAMAK : Turkish Turkish

şaşkın durumdan kurtulup kendine gelmek, düşünebilir duruma gelmek

TOPARLAMAK : Turkish Turkish

çekidüzen vermek

TOPARLANIŞ : Turkish Turkish

toparlanmak eylemi ya da biçimi

TOPARLANMA : Turkish Turkish

toparlanmak eylemi

TOPARLANMAK : Turkish Turkish

toparlamak eylemine konu olmak ya da toparlamak eylemi yapılmak

TOPARLANMAK : Turkish Turkish

para yönünden durumunu düzeltmek

TOPARLANMAK : Turkish Turkish

sağlığı düzelmek

TOPARLANMAK : Turkish Turkish

ir işi, bir eylemi yapmaya hazır duruma gelmek

TOPARLAYIŞ : Turkish Turkish

toparlamak eylemi ya da biçimi

TOPATAN : Turkish Turkish

güzel kokulu, sarı renkte, uzunca bir kavun türü

TOPAZ : Turkish Turkish

alüminyum silikatı ve flüorinden oluşan, kahverengi ya da soluk sarı renkte değerli taş

TOPÇEKER : Turkish Turkish

ağır top taşıyan, küçük savaş gemisi, °gambot

TOPÇEKER : Turkish Turkish

top çeken (hayvan)

TOPÇU : Turkish Turkish

topların kullanılışı, bakımı üzerine yetiştirilen asker sınıfı

TOPÇU : Turkish Turkish

sınıfta kalmış öğrenci

TOPÇULUK : Turkish Turkish

topçu sınıfı

TOPHANE : Turkish Turkish

top yapılan, top dökülen yer

TOPHANE : Turkish Turkish

topçu askerinin eğitildiği yer

TOPKADİFE : Turkish Turkish

ıri çiçekleri olan kadifeçiçeği türü