Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TOPLANMAK : Turkish Turkish

toplantı yapmak

TOPLANMAK : Turkish Turkish

kendine çekidüzen vermek

TOPLANMAK : Turkish Turkish

şişmanlamak

TOPLANTI : Turkish Turkish

irden çok kimsenin türlü amaçlarla bir araya gelmesi, °içtima

TOPLANTI : Turkish Turkish

ir gündem üzerinde görüşmek amacıyla ilgililerin katılmasıyla yapılan birleşim

TOPLANTI : Turkish Turkish

ir meclisin bir yıl içindeki birleşimlerinin tümü

TOPLARDAMAR : Turkish Turkish

kanın, vücudun her yanından yüreğe gitmesine yarayan damar

TOPLAŞMA : Turkish Turkish

toplaşmak eylemi

TOPLAŞMAK : Turkish Turkish

toplanmak

TOPLAŞMAK : Turkish Turkish

top durumuna gelmek

TOPLATILIŞ : Turkish Turkish

toplatılmak eylemi ya da biçimi

TOPLATILMA : Turkish Turkish

toplatılmak eylemi

TOPLATILMAK : Turkish Turkish

toplamak eylemi yaptırılmak

TOPLATILMAK : Turkish Turkish

(yasaklanan şeyler) satıcılardan alınmak

TOPLATMA : Turkish Turkish

toplatmak eylemi

TOPLATMAK : Turkish Turkish

toplamak eylemini yaptırmak

TOPLAYIŞ : Turkish Turkish

toplamak eylemi ya da biçimi

TOPLU : Turkish Turkish

topu2 olan

TOPLU : Turkish Turkish

hep bir arada, toplanmış

TOPLU : Turkish Turkish

düzene konmuş

TOPLU : Turkish Turkish

topunu5 içine alan

TOPLU : Turkish Turkish

vücutça dolgun

TOPLUCA : Turkish Turkish

toplu olarak

TOPLUCA : Turkish Turkish

vücutça biraz dolgun

TOPLUÇALIŞIM : Turkish Turkish

seminer