Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TOR : Turkish Turkish

sık gözlü ağ

TOR : Turkish Turkish

ağ örgüsünde

TOR : Turkish Turkish

toy, yabani

TOR : Turkish Turkish

olgunlaşmamış, ham

TOR : Turkish Turkish

görgüsüz, acemi

TOR : Turkish Turkish

ir dairenin kendi düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan cisim

TORAK : Turkish Turkish

kömürleştirilecek ağaç ya da pişirilecek tuğlalarla dolu olan ve dışı çamur ile sıvanan kümbet

TORAK : Turkish Turkish

çökelek

TORAMAN : Turkish Turkish

tombul, iri yapılı, genç irisi

TORAMANLIK : Turkish Turkish

toraman olma durumu

TORBA : Turkish Turkish

genellikle, iplik, kıl gibi şeylerden dokunmuş, türlü boy ve biçimde küçük çuval

TORBA : Turkish Turkish

erbezi, °husye, °testis

TORBA KADRO : Turkish Turkish

gereğinde yetkilinin uygun göreceği yerlerde ve miktarlarda kullanılmak için saklı bulundurulan kadroların tümü

TORBA YOĞURDU : Turkish Turkish

torbada suyu süzdürüldükten sonra kalan koyu yoğurt

TORBADA (ÇANTADA) KEKLİK : Turkish Turkish

ele geçirilmesi o denli kesin ki elde edilmiş sayılır

TORBALAMA : Turkish Turkish

torbalamak eylemi

TORBALAMAK : Turkish Turkish

torbaya koymak, torba biçimine getirmek

TORBALANMA : Turkish Turkish

torbalanmak eylemi

TORBALANMAK : Turkish Turkish

torbalamak eylemi yapılmak

TORBALANMAK : Turkish Turkish

gevşeyip sarkmak

TORBALI : Turkish Turkish

torbası olan

TORBAYA KOYMAK : Turkish Turkish

sağlamak

TÖRE : Turkish Turkish

ir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların tümü

TÖRE : Turkish Turkish

(dar anlamda) bir toplumdaki ahlaksal davranış biçimleri

TOREADOR : Turkish Turkish

torero