Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TORTU : Turkish Turkish

ir şeyin bayağı, işe yaramaz duruma gelmiş olanı

TORTU : Turkish Turkish

ir topluluğun soysuzlaşmış üyeleri

TORTUL : Turkish Turkish

tortu niteliğinde olan

TORTUL : Turkish Turkish

tortullaşma sonucu oluşmuş

TORTULANMA : Turkish Turkish

tortulanmak eylemi

TORTULANMAK : Turkish Turkish

tortu durumuna gelmek

TORTULAŞMA : Turkish Turkish

tortu durumuna gelme

TORTULAŞMA : Turkish Turkish

deniz, göl, akarsu ya da karalarda katı maddelerin çökelmesi olayı, °sedimantasyon

TORTULAŞMAK : Turkish Turkish

ir sıvının dibinde tortu oluşmak; tortu durumuna gelmek

TORTULBİLİM : Turkish Turkish

yerbilimin tortulları inceleyen kolu, °sedimantoloji

TORTULLAŞMA : Turkish Turkish

tortulaşma

TORTULLAŞMAK : Turkish Turkish

tortulaşmak

TORTULU : Turkish Turkish

tortusu olan

TORTUSUZ : Turkish Turkish

tortusu olmayan

TORUM : Turkish Turkish

deve yavrusu

TORUN : Turkish Turkish

ir kimseye göre çocuğunun çocuğu

TORUN : Turkish Turkish

(çoğul kullanıldığında) aynı soydan gelenler

TORUN TORBA ( YA DA TORUN TOSUN) SAHİBİ OLMAK : Turkish Turkish

evlat ve torunları olmak

TORUNLAR : Turkish Turkish

sonraki döller, kuşaklar

TORYUM : Turkish Turkish

atom numarası 90, atom ağırlığı 232,12 olan,12,16 yoğunluğunda, kurşunrenginde, havada bozulmaz, atom enerjisi kaynağı olarak kullanılan radyoetkin bir element, simgesi th

TOS : Turkish Turkish

alın ya da boynuzla vuruş

TÖS : Turkish Turkish

hayvanı töskürtmek için söylenir

TÖS TÖS : Turkish Turkish

aşı önünde, asık suratla, sessizce (yürümek)

TOS VURMAK : Turkish Turkish

alın ya da boynuzla vurmak, süsmek

TOSBAĞA : Turkish Turkish

kaplumbağa