Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TRENİ KAÇIRMAK : Turkish Turkish

ir şeyi elde etme, bir işi gerçekleştirme fırsatını ve olanağını yitirmek

TREYLER : Turkish Turkish

traktör ya da kamyonlara, daha çok yük taşımalarını sağlamak için takılan araba

TRİAS, TRİYAS : Turkish Turkish

ii. çağın yaklaşık 45 milyon yıllık dönemi

TRİATLON : Turkish Turkish

yürüme, koşma, bisiklete binme, ağırlık atma, yüzme vb sporlardan herhangi üçünü kapsayan, yarışma

TRİBÜN : Turkish Turkish

kapalı spor salonlarında ve stadyum, hipodrom gibi yarışma ve gösteri yapılan yerlerde izleyenlerin oturduğu basamaklı yer

TRİGONOMETRİ : Turkish Turkish

üçgenleri hesaplamayı konu edinen matematik kolu, °müsellesat

TRİGONOMETRİK : Turkish Turkish

trigonometri ile ilgili

TRİKO : Turkish Turkish

örülerek dokunan bir cins yün kumaş

TRİKO : Turkish Turkish

u tür kumaşla yapılmış giysi

TRİKOCU : Turkish Turkish

triko ören ya da satan kimse

TRİKOCULUK : Turkish Turkish

örme işçiliği

TRİKOSEFAL, -Lİ : Turkish Turkish

kırbaçkurdu

TRİKOTAJ : Turkish Turkish

örme işleri

TRİKOTAJCI : Turkish Turkish

örme işleri yapan, satan kimse

TRİLYON : Turkish Turkish

in milyar,


TRİLYON : Turkish Turkish

u sayının adı

TRİNK : Turkish Turkish

düşen bir metalin çıkardığı ses

TRİNK PARA : Turkish Turkish

hemen ödenecek para

TRİNKETA : Turkish Turkish

yelkenli gemilerde pruva direğinin en altta bulunan ana sereni ve bu serene bağlanan yelken

TRİPLEKS : Turkish Turkish

üç katlı (villa)

TRİPOLİ : Turkish Turkish

ufalandığında tozları, madensel eşyayı, taşı, mermeri, camı, vb.'yi temizlemeye ve parlatmaya yarayan silisli kaya

TRİPORTÖR : Turkish Turkish

üçteker

TRİPTİK : Turkish Turkish

otomobilier için verilen geçici gümrük belgesi

TRİŞİN : Turkish Turkish

ergini, domuzdan başka, insanlarla birçok memelinin incebağırsağında yaşayan, ipsiler cinsinden bir solucan (trichinella spiralis)

TRİTON : Turkish Turkish

trityumun, bir protondan ve iki nötrondan oluşan atom çekirdeği