Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TÜFEKÇİLİK : Turkish Turkish

tüfek yapmak ya da onarmak eylemi

TÜFEKÇİLİK : Turkish Turkish

tüfek satıcılığı

TÜFEKHANE : Turkish Turkish

tüfek yapılan yer

TÜFEKLİK : Turkish Turkish

kışla gibi yerlerde tüfekleri düzenli bir biçimde koymak için yapılmış yer

TÜFEKLİK : Turkish Turkish

tüfek kılıfı

TUFEYLİ : Turkish Turkish

ir kimsenin sırtından geçinen, ekti, °parazit

TUFEYLİ : Turkish Turkish

asalak

TUFEYLİLİK : Turkish Turkish

tufeyli olma durumu

TUĞ : Turkish Turkish

sorguç

TUĞAMİRAL, -Lİ : Turkish Turkish

deniz kuvvetlerinde, en küçük rütbeli amiral

TUĞAMİRALLİK : Turkish Turkish

tuğamiral rütbesi

TUĞAMİRALLİK : Turkish Turkish

tuğamiralin orunu ve görevi

TUGAY : Turkish Turkish

alayla tümen arasında bir birlik, °liva

TUĞBAY : Turkish Turkish

tugay komutanlığı yapan albay

TUĞBAYLIK : Turkish Turkish

tuğbayın görevi

TUĞGENERAL, -Lİ : Turkish Turkish

orduda en küçük rütbeli general, °liva

TUĞGENERALLİK : Turkish Turkish

tuğgeneral rütbesi

TUĞGENERALLİK : Turkish Turkish

tuğgeneralin orunu

TUĞLA : Turkish Turkish

duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulduktan sonra özel ocaklarda pişirilen balçık

TUĞLA HARMANI : Turkish Turkish

tuğla yapılan yer

TUĞLACI : Turkish Turkish

tuğla yapan ya da satan kimse

TUĞLACILIK : Turkish Turkish

tuğla yapıcılığı ya da satıcılığı

TUĞLU : Turkish Turkish

tuğu olan, sorguçlu

TUĞRA : Turkish Turkish

osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları, özel biçimi olan simge

TUĞRA : Turkish Turkish

metal paranın resimli yanı. tura