Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TÜKÜRMEK : Turkish Turkish

ağzındakini dudakları arasına getirip dışarı vermek

TÜKÜRMEK : Turkish Turkish

ağız yoluyla dışarı çıkarmak

TÜKÜRMEK : Turkish Turkish

küfür, öfke ve tiksinti bildiren deyimlerde geçer

TÜKÜRÜK : Turkish Turkish

tükürük bezlerinin ağza akan salgısı

TÜKÜRÜK BEZLERİ : Turkish Turkish

dil, çene ve kulak altında bulunan, tükürük salgılayan üç çift bez

TÜKÜRÜK HOKKASI : Turkish Turkish

içine tükürülen kap

TÜKÜRÜK ÜNÜ YUTMAK : Turkish Turkish

imrenip ağzı sulanmak

TÜKÜRÜKLEME : Turkish Turkish

tükürüklemek eylemi

TÜKÜRÜKLEMEK : Turkish Turkish

tükürükle ıslatmak

TÜKÜRÜKLENME : Turkish Turkish

tükürüklenmek eylemi

TÜKÜRÜKLENMEK : Turkish Turkish

tükürüklemek eylemine konu olmak

TÜKÜRÜKOTU, -NU : Turkish Turkish

zambakgillerden, çiçekleri küçük, beyaz, sarı, portakalrengi bir süs bitkisi (ornithogalum)

TÜL : Turkish Turkish

çok ince gözenekli pamuk, ipek ya da sentetik dokuma

TÜL : Turkish Turkish

u dokumadan yapılmış perde

TUL, -LÜ : Turkish Turkish

uzunluk

TUL, -LÜ : Turkish Turkish

çokluk, fazlalık

TUL, -LÜ : Turkish Turkish

oylam

TULANİ : Turkish Turkish

uzunluğuna, uzunlamasına olan, boyuna

TÜLBENT : Turkish Turkish

pamuktan, ince ve seyrek dokunmuş hafif ve yumuşak bez

TÜLBENT : Turkish Turkish

u bezden yapılmış başörtü

TÜLBENTÇİ : Turkish Turkish

tülbent satan kimse

TÜLEK : Turkish Turkish

kurnaz, açıkgöz kimse

TÜLEK : Turkish Turkish

tüyü dökülmüş kuş ya da kümes hayvanı

TÜLEK : Turkish Turkish

çok tüylü bir tür deve

TÜLÜ : Turkish Turkish

uzun tüylü, güreşçi erkek deve