Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TÜNEL GEÇMEK : Turkish Turkish

aklını yaptığı işe vermemek

TÜNEME : Turkish Turkish

tünemek eylemi

TÜNEMEK : Turkish Turkish

(kuşlar, evcil kanatlılar) uyumak için bir dala ya da sırığa konmak

TÜNEMEK : Turkish Turkish

(tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine) oturmak

TÜNEYİŞ : Turkish Turkish

tünemek eylemi ya da biçimi

TUNGSTEN : Turkish Turkish

wolfram elementinin diğer adı, simgesi w

TUNGUZ : Turkish Turkish

ural-altay soyundan, sibirya'da yaşayan, avcılık ve balıkçılıkla geçinen yarı göçebe bir halk

TUNGUZCA : Turkish Turkish

tunguz dili

TÜNMEK : Turkish Turkish

hava kararıp gece olmak

TUNUS GEDİKİ : Turkish Turkish

vazgeçilmeyecek kârlı iş ya da şey

TUNUSLU : Turkish Turkish

tunus halkından olan (kimse)

TÜP : Turkish Turkish

laboratuvarlarda türlü işlerde kullanılan, bir ucu kapalı cam boru

TÜP : Turkish Turkish

ıçine krem, diş macunu, ilaç gibi maddeler konulan, bir ucu burgu kapaklı, plastik ya da metal boru

TÜP : Turkish Turkish

akışkan maddelerin konulduğu, genellikle silindir biçiminde, içi boş, ağzı özel tapalı kap

TÜPBEBEK : Turkish Turkish

yapay döllenme yoluyla doğan bebek

TÜPÇÜ : Turkish Turkish

tüp alıp satan kimse

TÜPÇÜLÜK : Turkish Turkish

tüp alıp satma işi

TÜPLÜK : Turkish Turkish

laboratuvarlarda cam tüpleri koymaya yarayan tahta ya da metal tabla

TUR : Turkish Turkish

dolaşma

TUR : Turkish Turkish

ir sonuca ulaşılana değin yapılan aynı eylem

TÜR : Turkish Turkish

çeşit

TÜR : Turkish Turkish

ortak özellikleri olan bireylerin tümü, cinslerin ayrıldığı bölüm

TÜR : Turkish Turkish

kendi içinde bir birim olan ve üzerinde cins kavramının bulunduğu mantıksal kavram

TÜR : Turkish Turkish

türlü

TÜR ADI : Turkish Turkish

aynı türden olan varlıkların adı, cins ismi