Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TÜRETİLMEK : Turkish Turkish

türetmek eylemi yapılmak

TÜRETİŞ : Turkish Turkish

türetmek eylemi ya da biçimi

TÜRETME : Turkish Turkish

ad ya da eylem kök ya da gövdesine yapım eki getirilerek sözcük kurma,°iştikak

TÜRETME : Turkish Turkish

ilinen kimi şeylerden yaralanarak düşünce gücüyle yeni bir şey bulma, °ihtira

TÜRETMEK : Turkish Turkish

oluşturmak, ortaya çıkarmak, yaratmak. °meydana çıkarmak

TÜREV : Turkish Turkish

türemiş ya da üretilmiş olan şey

TÜREV : Turkish Turkish

yapım ekiyle kurulmuş sözcük, °müştak

TÜREV : Turkish Turkish

ir madde üzerinde yapılan kimyasal işlemler sonucu elde edilen bir başka madde

TÜREV : Turkish Turkish

değişken artması sıfıra giderken, fonksiyonun artmasının değişken artmasına oranının limiti

TÜREYİŞ : Turkish Turkish

türemek eylemi ya da biçimi

TURFA : Turkish Turkish

az bulunur, eski, °nadir

TURFA : Turkish Turkish

değersiz, değeri düşük

TURFA OLMAK : Turkish Turkish

değerini yitirmek, çürümek

TURFALAMAK : Turkish Turkish

değer vermemek

TURFANDA : Turkish Turkish

mevsiminden önce yetişen (meyve, sebze)

TURFANDA : Turkish Turkish

yeni, ilk kez ortaya çıkan

TURFANDACI : Turkish Turkish

turfanda şeyler yetiştirip satan kimse

TURFANDACILIK : Turkish Turkish

turfanda sebze ve meyve yetiştiriciliği

TURFANDALIK : Turkish Turkish

turfanda meyve ya da sebze yetiştirilen tarla

TURGAY : Turkish Turkish

toygar

TURGOR : Turkish Turkish

gözenin çok su çekerek şişmesi, özsuyunun kıvamının azalması

TURİST, -Tİ : Turkish Turkish

dinlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla geziye çıkan kimse, gezgin, gezmen, °seyyah

TURİSTİK : Turkish Turkish

turizmle ilgili olan

TURİSTİK : Turkish Turkish

turistlerin gereksinmelerini karşılama amacı gözeten, turistleri ilgilendirici niteliği olan

TURİZM : Turkish Turkish

dinlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan gezi