Turkish Turkish
TURNA GÖZÜ GİBİ : Turkish Turkish
duru sarı
TURNA KATARI : Turkish Turkish
arka arkaya ve teker teker dizilmiş bir durumda
TURNABALIĞI, -NI : Turkish Turkish
tatlı sularda yaşayan yırtıcı bir balık (esox lucius)
TURNACI : Turkish Turkish
yeniçeri ocağında padişahla ava giden, av köpekleri ve tazılara bakan birkaç turna taşıyan bir sınıf asker
TURNAGAGASI, -NI : Turkish Turkish
sardunyagillerden, tohumlarının ucunda turnagagasına benzer ince uzun bir uç bulunan, yaprakları güzel kokulu bir bitki, ıtır çiçeği (geranium robertianum )
TURNAGEÇİDİ, -Nİ : Turkish Turkish
aharda esen bir fırtına
TURNAGİLLER : Turkish Turkish
turna ve telliturnayı içine alan bir familya
TURNAYI GÜZÜNDEN VURMAK : Turkish Turkish
ele geçen fırsatı iyi değerlendirerek umulmadık bir kazanç sağlamak
TURNE : Turkish Turkish
ulunduğu yerden başka yerlere gösteri yapmak amacıyla giden tiyatro ya da müzik sanatçılarının gezisi
TURNİKE : Turkish Turkish
teker teker geçmeyi sağlamak amacıyla kimi yerlere konulan, uçlarından birinin çevresinde dönebilecek düzende yatay olarak yerleştirilmiş çarpı biçiminde araç
TURNO : Turkish Turkish
tek dilli, bir tekerlekli makara
TURNUSOL BOYASI : Turkish Turkish
azların etkisiyle maviye, asitlerin etkisiyle kırmızıya dönüşen, bir tür yosundan elde edilen mavi boya
TURNUSOL KÂĞIDI : Turkish Turkish
turnusol boyasından yapılan ayıraç kâğıt
TURNUSOL, -LÜ : Turkish Turkish
irtakım bitkilerden elde edilen mavi boya maddesi
TURNUVA : Turkish Turkish
oyuncu ya da sporcular arasında sırayla yapılan yarışma dizisi
TURP GİBİ : Turkish Turkish
sağlığı yerinde
TURP, -PU : Turkish Turkish
turpgillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri beyaz, sarı, mor renkli bir bitki (raphanus sativus)
TURP, -PU : Turkish Turkish
u bitkinin etli, yenilen kökü
TURPGİLLER : Turkish Turkish
ıkiçeneklilerden, turp, hardal, lahana, karnıbahar, kaşıkotu gibi bitkileri içine alan geniş bir familya
TURPUN SIKINDAN SEYREĞİ İYİDİR : Turkish Turkish
görüşmeyi, konuşmayı sıklaştırmamak doğrudur
TÜRSEL : Turkish Turkish
türle ilgili, özgül
TÜRSELLİK : Turkish Turkish
türsel olma durumu, özgüllük
TURŞU : Turkish Turkish
tuzlu suda ya da sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze ya da meyve
TURŞU GİBİ : Turkish Turkish
çok yorgun
TURŞU KURMAK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish
turşuluk sebze ya da meyveleri tuzlu su ya da sirke bulunan bir kaba yerleştirmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani