Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TURŞU OLMAK : Turkish Turkish

(yiyecek) bozulmak, ekşimek

TURŞU OLMAK : Turkish Turkish

güçsüzleşmek, bitkinleşmek

TURŞUCU : Turkish Turkish

turşu yapan ya da satan kimse

TURŞUCULUK : Turkish Turkish

turşu yapma ya da satma işi

TURŞULAMA : Turkish Turkish

turşulamak eylemi

TURŞULAŞMA : Turkish Turkish

turşulaşmak eylemi

TURŞULAŞMAK : Turkish Turkish

ıyice ezilmek, turşu gibi olmak

TURŞULAŞMAK : Turkish Turkish

itkinleşmek, gücsüzleşmek

TURŞULUK : Turkish Turkish

turşu yapmaya elverişli

TURŞUSU ÇIKMAK : Turkish Turkish

çok yorulmak

TURŞUSU ÇIKMAK : Turkish Turkish

ezilmek, parçalanmak

TURŞUSUNU KURMAK : Turkish Turkish

ir şeyin elden çıkarılması gerektiğinde bunu esirgeyen kimseler için kınama yollu söylenir

TURŞUYA DÖNMEK : Turkish Turkish

çok yorulmak, bitkinleşmek

TURTA : Turkish Turkish

üzeri yufka kaplı meyveli ya da kakaolu bir pasta çeşidi

TÜRÜM : Turkish Turkish

varlıkların oluşumu

TÜRÜM : Turkish Turkish

tüm var olanların tanrı'dan, ondan hiçbir şey eksiltmeksizin çıkması

TÜRÜMCÜLÜK : Turkish Turkish

evrenin türümsel olarak oluştuğunu ileri sürenlerin öğretisi

TÜRÜMSEL : Turkish Turkish

türümle ilgili olan

TURUNÇ : Turkish Turkish

turunçgillerden bir ağaç (citrus aurantium amara)

TURUNÇ : Turkish Turkish

u ağacın portakala benzeyen, suyu acımtırak meyvesi

TURUNÇGİLLER : Turkish Turkish

sedefotugillerin, turunç, portakal, limon, mandalina ve benzerlerini içine alan bir altfamilyası, °narenciye

TURUNCU : Turkish Turkish

turunç rengi, kızıl sarı

TURUNCU : Turkish Turkish

u renkte olan

TURUNCULAŞMAK : Turkish Turkish

turuncu bir renge girmek

TÜRÜZOTU, -NU : Turkish Turkish

hanımeligillerden, sarı, kırmızı çiçekli, güzel kokulu ve tırmanıcı bir süs bitkisi (leonicera japonica)