Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TUŞ : Turkish Turkish

piyano, org gibi müzik aygıtlarında ya da daktilo, hesap makinesi gibi makinelerde parmak vurulan yerlerin adı

TUŞ : Turkish Turkish

yağlıboya ressamlığında fırçadaki boyanın tuvale sürülüş biçimi

TUŞ : Turkish Turkish

(güreşte) oyun sırasında iki omzun aynı anda yere değmesiyle oluşan yenilgi

TUŞ : Turkish Turkish

kılıçoyununda kılıcın ucunun karşı oyuncunun vücuduna değmesi

TUŞLU : Turkish Turkish

tuşları olan

TUT KELİN PERÇEMİNDEN : Turkish Turkish

çözümü güçlük gösteren bir durum karşısında söylenir

TUTAÇ : Turkish Turkish

laboratuvar maşası

TUTAÇ : Turkish Turkish

tutacak

TUTACAK : Turkish Turkish

sıcak mutfak araçlarını tutmakta kullanılan, birbirine şeritle bağlı bez çifti

TUTAK : Turkish Turkish

ir şeyin tutulacak yeri

TUTAK : Turkish Turkish

tutacak

TUTAK : Turkish Turkish

maşa, kerpeten gibi araçların tutmaya yarayan kanatlarından her biri

TUTAK : Turkish Turkish

ir anlaşma, sözleşme ya da isteğin yerine getirilmesini sağlamak için teminat olarak ele geçirilen kimse, °rehine

TUTALIM Kİ : Turkish Turkish

sayalım ki, farzedelim ki

TUTAM : Turkish Turkish

avuç içi ya da parmak uçlarıyla tututabilen miktar

TUTAM : Turkish Turkish

az, azıcık, çok az

TUTAMAÇ : Turkish Turkish

ir şeyin tutulup çekilecek yeri

TUTAMAK : Turkish Turkish

tutamaç

TUTAMAK : Turkish Turkish

tutunacak, dayanacak, güvenecek şey

TUTAMAKSIZ : Turkish Turkish

tutunacak, dayanacak, güvenecek şeyi olmayan

TUTAMLAMA : Turkish Turkish

tutamlamak eylemi

TUTAMLAMAK : Turkish Turkish

ir tutam almak

TUTANAK : Turkish Turkish

meclis, mahkeme gibi yerlerde söylenen sözlerin, olduğu gibi yazıya geçirilmesi, °zabıt, °zabıtname

TUTANAK : Turkish Turkish

ılgililerce imzalanmış bir durumu anlatan yazı, °zabit varakası

TUTANAK : Turkish Turkish

irçok kimselerin imzaladığı rapor, °mazbata