Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TUTANAKÇI : Turkish Turkish

tutanak yazan kimse

TUTANAKÇILIK : Turkish Turkish

tutanakçının işi

TUTAR : Turkish Turkish

nicelik bakımından bir şeyin tümü

TUTAR : Turkish Turkish

para miktarı, °meblağ

TUTAR YERİ KALMAMAK : Turkish Turkish

eskimiş, kullanılmaz duruma gelmiş olmak

TUTARAK, TUTARIK, TUTARGA : Turkish Turkish

uh sayrılığı nöbeti

TUTARAK, TUTARIK, TUTARGA : Turkish Turkish

sara

TUTARAK, TUTARIK, TUTARGAI TUTMAK : Turkish Turkish

huysuzluğu depreşmek

TUTARAKLI : Turkish Turkish

tutarağı olan, saralı

TUTARLI : Turkish Turkish

aralarında çelişme bulunmayan, uygun, her yönden bağdaşmış, dengeli, °insicamlı

TUTARLIK : Turkish Turkish

uygunluk, °insicam

TUTARLIK : Turkish Turkish

anlatımın konuyla bağdaşması, °insicam

TUTARLILIK : Turkish Turkish

tutarlı olma durumu, °insicamlılık

TUTARSIZ : Turkish Turkish

tutarlı olmayan, °insicamsız

TUTARSIZLAŞMA : Turkish Turkish

tutarsızlaşmak eylemi

TUTARSIZLAŞMAK : Turkish Turkish

tutarsız davranışlarda bulunmak

TUTARSIZLIK : Turkish Turkish

tutarsız olma durumu, °insicamsızlık

TUTKAL : Turkish Turkish

deri ve kıkırdak gibi hayvansal maddelerden elde edilen, katılaşıp sertleşme özelliğiyle tahta, kâğıt vb. yapıştırmaya yarayan madde

TUTKAL GİBİ : Turkish Turkish

sırnaşık ve yapışkan kimseler için söylenir

TUTKAL ŞERBETİ : Turkish Turkish

içine çok az eritilmiş tutkal katılan ılık su

TUTKALLAMA : Turkish Turkish

tutkallamak eylemi

TUTKALLAMAK : Turkish Turkish

tutkal sürmek, tutkalla yapıştırmak

TUTKALLI : Turkish Turkish

tutkal sürülmüş

TUTKALLI : Turkish Turkish

ıçinde tutkal bulunan

TUTKU : Turkish Turkish

ıstenç ve yargıları aşan güçlü bir coşku, °ihtiras