Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TUTKU : Turkish Turkish

güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç

TUTKULAŞMA : Turkish Turkish

tutkulaşmak eylemi

TUTKULAŞMAK : Turkish Turkish

tutku durumuna gelmek

TUTKULU : Turkish Turkish

tutkusu olan, °ihtiraslı

TUTKUN : Turkish Turkish

gönül vermiş, °meftun, °meclup

TUTKUN : Turkish Turkish

ir şeye alışmış, bağlanmış, düşkün kimse

TUTKUNLUK : Turkish Turkish

tutkun olma durumu, °meftuniyet, °meftunluk

TUTKUSAL : Turkish Turkish

tutkuya dayanan, tutku ile ilgili olan

TUTKUSUZ : Turkish Turkish

tutkusu olmayan

TUTKUSUZLUK : Turkish Turkish

tutkusuz olma durumu

TUTMA : Turkish Turkish

tutmak eylemi

TUTMA : Turkish Turkish

destekleme

TUTMA : Turkish Turkish

geçici işçi, yanaşma, uşak, hizmetçi

TUTMAÇ : Turkish Turkish

dört köşe kesilmiş küçük hamur parçalarından yapılan yoğurtlu çorba

TUTMAK ( YA DA AKLINDAN TUTMAK) : Turkish Turkish

ir şey düşünmek

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

elde bulundurmak, elle kavramak, ele almak

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

ele geçirmek, yakalamak

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

avlamak

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

anlamak, farkına varmak

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

yanında bulundurmak, alıkoymak

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

özgürlüğünden yoksun edip bir yere kapamak, °tevkif etmek

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

kaplamak

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

(kırağı, çiğ, kar için) bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

denetimi ve yetkisi altına almak

TUTMAK, -AR : Turkish Turkish

desteklemek, birinden yana çıkmak