Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
TUTTURMAK : Turkish Turkish

tutmasını sağlamak, eline almasını sağlamak

TUTTURMAK : Turkish Turkish

ir işe başlayıp sürdürmek, bir şeyi yapmakta olmak

TUTTURMAK : Turkish Turkish

aklına koyup direnmek

TUTTURMAK : Turkish Turkish

(çivi, topluiğne; çengelliiğne vb.ile) ıliştirmek, bağlamak

TUTTURMAK : Turkish Turkish

hedefe vardırmak, değdirmek, isabet ettirmek

TUTTURMALIK : Turkish Turkish

kopça, toka, düğme gibi iki şeyi birbirine tutturmaya yarayan nesne

TÜTTÜRME : Turkish Turkish

tüttürmek eylemi

TÜTTÜRMEK : Turkish Turkish

tütmesini, duman çıkarmasını sağlamak, duman çıkarmak

TÜTTÜRMEK : Turkish Turkish

(sigara, pipo için) ıçmek

TÜTTÜRÜLME : Turkish Turkish

tüttürülmek eylemi

TÜTTÜRÜLMEK : Turkish Turkish

tüttürmek eylemi yapılmak

TUTU : Turkish Turkish

ir borcun ödeneceğine inanca olarak, ödenince geri alınmak koşuluyla, borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey, °rehin,°ipotek

TUTUCU : Turkish Turkish

toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden, olduğu gibi korumak isteyen (kimse), °muhafazakâr

TUTUCU : Turkish Turkish

durmalı çıkışlarda, çifttekerciye yardım eden kişi

TUTUCULAŞMA : Turkish Turkish

tutuculaşmak eylemi

TUTUCULAŞMAK : Turkish Turkish

tutucu duruma gelmek

TUTUCULUK : Turkish Turkish

tutucu olma durumu

TUTUCULUK : Turkish Turkish

özellikle siyasal ve toplumsal düzeni olduğu gibi sürdürme görüşü, tutumu, anlayışı, °muhafazakârlık

TUTUK : Turkish Turkish

akıcı, rahat konuşamayan

TUTUK : Turkish Turkish

durgun çekingen, sıkılgan

TUTUK : Turkish Turkish

eski işlevini göremez duruma gelmiş

TUTUK : Turkish Turkish

kısılmış, tutulmuş, kesik

TUTUKEVİ,-Nİ : Turkish Turkish

tutukluların kapatıldığı yer, °tevkifhane

TUTUKLAMA : Turkish Turkish

tutuklamak eylemi, °tevkif

TUTUKLAMAK : Turkish Turkish

yasa yoluyla özgürlükten yoksun ederek bir yere kapatmak, °tevkif etmek