Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÜÇLÜ : Turkish Turkish

üç ses ya da çalgı için düzenlenmiş müzik parçası, °triyo

ÜÇLÜ : Turkish Turkish

u parçayı çalan üç kişilik müzik topluluğu, °triyo

ÜÇLÜ : Turkish Turkish

üç kişiden oluşmuş

UÇLU KALEM : Turkish Turkish

değişik kalınlıklarda uç takılıp çıkarılabilen kurşun kalem

ÜÇLÜK : Turkish Turkish

üç tanesi bir arada bulunan, üç tane alabilen, üç taneden oluşmuş

UÇMA : Turkish Turkish

uçmak eylemi

UÇMAK : Turkish Turkish

cennet

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

(kuş, kanatlı böcek vb. için) hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

(uçak vb. için) özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

gaz ya da buhar durumuna geçmek

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

solarak yok olmak

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

aşırılmak

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

üzgâr ya da başka bir neden dolayısıyla yerinden ayrılıp uzağa gitmek

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

yüksek yerden düşmek ya da yuvarlanmak

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

çok sevinmek

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

yok olmak, ortadan kaybolmak

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

elirmek

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

patlayıcı madde ile parçalanmak

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

uçar gibi dalgalanmak

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

çok hızlı gitmek

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

hava yolu ile gitmek

UÇMAK, -AR : Turkish Turkish

(dinsel inanışa göre) ruh, ölümden sonra göğe yükselmek

ÜCRA : Turkish Turkish

çok uçta, kenarda ya da uzakta bulunan

ÜCRET, -Tİ : Turkish Turkish

ir emeğe karşılık olarak verilen para, işgücünün ederi

ÜCRETLİ : Turkish Turkish

ücretle çalıştırılan (kimse)