Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÜCRETLİ : Turkish Turkish

çalıştığı gün ve saatlerin karşılığında para alan kamu görevlisi

ÜCRETLİ : Turkish Turkish

ücret karşılığı yapılan: ücretli askerlik

ÜCRETSİZ : Turkish Turkish

ücret verilmesini gerektirmeyen

ÜCRETSİZ : Turkish Turkish

parasız (olarak)

UÇSUZ : Turkish Turkish

ucu olmayan

UÇSUZ BUCAKSIZ : Turkish Turkish

sonu görülmeyecek kadar geniş olan

UÇSUZ BUCAKSIZ : Turkish Turkish

çok fazla, pek çok

ÜÇTEKER : Turkish Turkish

ıkisi arkada, biri önde üç tekerleği olan, çocukların düşmeden binmesi için yapılmış bisiklet

ÜÇTEKER : Turkish Turkish

eşya taşımaya yarayan bir kasası bulunan, çoğu kez motorlu, üç tekerlekli küçük taşıt, °triportör

ÜÇTEN DOKUZA : Turkish Turkish

ıslam hukukuna göre, kocanın üçerli aralıklarla üç kez "boş ol!" sözünü yineleyerek karısını boşaması

UÇTUUÇTU : Turkish Turkish

irkaç kişi arasında oynanan ve uçmayan şeyleri de uçar gibi göstererek şaşırtmayı amaçlayan bir çocuk oyunu

UÇU (BİRİNE) DOKUNMAK : Turkish Turkish

ir işten (o kimse) zarar görmek

UÇU (HERHANGİ BİRİNE) DOKUNMAK : Turkish Turkish

zararı birine dokunmak

UÇU BUCAĞI OLMAMAK ( YA DA GÖRÜNMEMEK) : Turkish Turkish

çok geniş olmak

UÇU ORTASI BELLİ OLMAMAK : Turkish Turkish

(iş için) neresinden başlanacağı kestirilemez durumda olmak

UCUBE : Turkish Turkish

çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan şey

UCUBELİK : Turkish Turkish

ucube olma durumu

UÇUÇBÖCEĞİ, -Nİ : Turkish Turkish

uğurböceği, hanımböceği

UÇUCU : Turkish Turkish

uçma yeteneği ya da özelliği olan

UÇUCU : Turkish Turkish

uhar ya da gaz durumuna geçebilen

UÇUCU : Turkish Turkish

pilot

UÇUCULUK : Turkish Turkish

uçucu olma durumu

UÇUCULUK : Turkish Turkish

pilotluk

UÇUK : Turkish Turkish

uçmuş, soluk

UÇUK : Turkish Turkish

açık (renk)