Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UFALMA : Turkish Turkish

ufalmak eylemi

UFALMAK : Turkish Turkish

üyükken daha ufak duruma gelmek, küçülmek

UFALMAK : Turkish Turkish

üzülmek, çekmek

UFALTMA : Turkish Turkish

ufaltmak eylemi

UFALTMAK : Turkish Turkish

üyük olan bir şeyi daha küçük duruma getirmek, küçültmek

UFARAK : Turkish Turkish

iraz ufak

UFKİ : Turkish Turkish

yatay

UFLAMA : Turkish Turkish

uflamak eylemi

UFLAMAK : Turkish Turkish

acı, sızı duyarak uf demek

UFLAYIP PUFLAMAK : Turkish Turkish

sürekli olarak uflamak, uflayıp durmak

UFLAYIŞ : Turkish Turkish

uflamak eylemi ya da biçimi

ÜFLEÇ : Turkish Turkish

kaynak yapımında, metalleri kesme ve eritme işlemlerinde kullanılan, alev püskürten araç, °hamlaç

ÜFLEÇ : Turkish Turkish

laboratuvarlarda yüksek ısı elde edilen araç, °hamlaç

ÜFLEÇ : Turkish Turkish

kirli havayı dışarı atan ya da temiz hava veren aygıt, °aspiratör, °vantilatör

ÜFLEME : Turkish Turkish

üflemek eylemi

ÜFLEMEK : Turkish Turkish

dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek

ÜFLEMEK : Turkish Turkish

yanmakta olan bir şeyi söndürmek ya da canlandırmak için soluk vermek

ÜFLEMEK : Turkish Turkish

(solukla seslendirilen çalgılar için) çalmak

ÜFLEMELİ : Turkish Turkish

üflenerek çalınan (çalgı)

ÜFLEMELİ ÇALGI : Turkish Turkish

üflenerek seslendirilen müzik aracı

ÜFLENME : Turkish Turkish

üflenmek eylemi

ÜFLENMEK : Turkish Turkish

üflemek eylemi yapılmak

ÜFLEYİŞ : Turkish Turkish

üflemek eylemi ya da biçimi

UFUK, -FKU : Turkish Turkish

çekülün gösterdiği dikey çizgi ile gözlemci üzerinden geçen düzlem, gözerimi, çevren

UFUK, -FKU : Turkish Turkish

düz arazide ya da açık denizde gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer,çevren, gözerimi