Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UHUVVET, -Tİ : Turkish Turkish

kardeşlik

UKALA : Turkish Turkish

kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan (kimse)

UKALA DÜMBELEĞİ : Turkish Turkish

aklı ermediği halde her konuda fikir yürüten, bilir bilmez her şeye karışan, zevzek

UKALACA : Turkish Turkish

ukala (bir biçimde)

UKALALIK : Turkish Turkish

ukala olma durumu ya da ukalaca davranış

UKDE : Turkish Turkish

düğüm, yumru

UKDE : Turkish Turkish

ıçe dert olan şey

UKNUM : Turkish Turkish

asıl, unsur, °hipostaz

UKRAYNALI : Turkish Turkish

ukrayna halkından olan (kimse)

UKUBET : Turkish Turkish

ceza

UKUBET : Turkish Turkish

çok çirkin ve sakil

ULAÇ : Turkish Turkish

elirteç olarak kullanılan eylem soylu sözcük, bağfiil, °gerundium

ULAH : Turkish Turkish

omanya'nın yerli halkına ve bu halkın soyundan olan kimselere osmanlıların verdiği ad

ULAHÇA : Turkish Turkish

ulah dili

ULAK : Turkish Turkish

haberci, haber veren kimse

ULAK ÇIKARMAK : Turkish Turkish

haberci göndermek, posta çıkarmak

ULAM : Turkish Turkish

aralarında herhangi bir bakımdan ilgi ya da benzerlik bulunan şeylerin tümü, °makule, °zümre, °grup, °kategori

ULAM : Turkish Turkish

nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri; bir konuya yükletilebilen sıfatların oluşturdukları en geniş cinslerden her biri; nicelik, nitelik, bağıntı, kiplik gibi, °kategori

ULAM ULAM : Turkish Turkish

takım takım, topluluklar durumunda

ULAMA : Turkish Turkish

ulamak eylemi

ULAMA : Turkish Turkish

ulanan parça, ek, katkı, °ilave

ULAMA : Turkish Turkish

konuşmada art arda gelen sözcüklerden birincisinin sonundaki ünsüzün,ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bağlanarak söylenmesi

ULAMA : Turkish Turkish

ulanmış

ULAMAK : Turkish Turkish

eklemek, katmak, ilave etmek