Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ULATMAK : Turkish Turkish

ulaştırmak

ULAYICI : Turkish Turkish

ulamaya yarayan

ULEMA : Turkish Turkish

ilginler

ULEMA : Turkish Turkish

sarıklı din bilginleri

ULEMALIK : Turkish Turkish

ilginlik, °alimlik

ULEMALIK TASLAMAK : Turkish Turkish

ilgiçlik etmek

ÜLEŞ : Turkish Turkish

pay

ÜLEŞİLME : Turkish Turkish

üleşilmek eylemi

ÜLEŞİLMEK : Turkish Turkish

üleşmek eylemi yapılmak

ÜLEŞİM : Turkish Turkish

ölüşme işi

ÜLEŞME : Turkish Turkish

üleşmek eylemi

ÜLEŞMEK : Turkish Turkish

ölüşmek, paylaşmak

ÜLEŞTİRİLME : Turkish Turkish

üleştirilmek eylemi

ÜLEŞTİRİLMEK : Turkish Turkish

pay edilmek, üleşilmek

ÜLEŞTİRİM : Turkish Turkish

üleştirme

ÜLEŞTİRİM : Turkish Turkish

toplumsal ürünün tecimsel etkinlikler aracılığıyla tüketicilere dağıtılması

ÜLEŞTİRİMLİ : Turkish Turkish

üleştirime değgin

ÜLEŞTİRİMLİ TÜZE : Turkish Turkish

ödül ve cezanın herkesin hakkına göre üleştirilmesi temeline dayanan tüze

ÜLEŞTİRME : Turkish Turkish

üleştirmek eylemi, bölüştürme, dağıtma, °tevzi

ÜLEŞTİRME SIFATI : Turkish Turkish

paylaştırma kavramı veren sıfat. türkçe'de bu kavram
er,
şer ekiyle sağlanır

ÜLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

pay ederek dağıtmak, bölüştürmek

ÜLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

herkesin payını kendisine vermek, °tevzi etmek

ÜLFET, -Tİ : Turkish Turkish

alışma

ÜLFET, -Tİ : Turkish Turkish

tanışma, görüşme

ÜLFET, -Tİ : Turkish Turkish

dostluk, ahbaplık