Turkish Turkish
Turkish Turkish
ULVİ : Turkish Turkish
yüce
ULVİ : Turkish Turkish
gökle ilgili olan, °semavi
ULVİYET, -Tİ : Turkish Turkish
yücelik
UMA UMA DÖNDÜK MUMA : Turkish Turkish
umduğumuz şey gerçekleşsin diye beklemekten bittik tükendik
UMACI : Turkish Turkish
küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş düşsel yaratık
UMACI GİBİ : Turkish Turkish
korkunç ve çirkin görünüşlü
UMAR : Turkish Turkish
çıkar yol, çare
UMARSIZ : Turkish Turkish
çıkar yolu olmayan, çaresiz
UMARSIZLAŞMA : Turkish Turkish
umarsız duruma gelme
UMARSIZLAŞMAK : Turkish Turkish
umarsız duruma gelmek, çıkar yol bulamamak
UMARSIZLIK : Turkish Turkish
umarsız olma durumu, çaresizlik
UMDE : Turkish Turkish
ılke, °prensip
UMDURMAK : Turkish Turkish
ummak eylemini yaptırmak, ummasını sağlamak
ÜMERA : Turkish Turkish
uyurucular, °amirler
ÜMERA : Turkish Turkish
üstsubaylar
ÜMİT : Turkish Turkish
umut
ÜMİT BAĞLANMAK : Turkish Turkish
olmasını, olacağını ummak
ÜMİT BIRAKMAK : Turkish Turkish
ir kimsede umut uyandırmak, umut vermek
ÜMİT DÜNYASI : Turkish Turkish
gerçekleşmesi çok zor olan şeyleri ummanın hoş görülmesi gerektiğini belirtir
ÜMİT KAPISI : Turkish Turkish
ir umutla bağlanılan durum ya da yer
ÜMİT SERPMEK : Turkish Turkish
umutlandırmak
ÜMİT UYANMAK : Turkish Turkish
umut doğmak, umut belirmek
ÜMİTE DÜŞMEK : Turkish Turkish
gerçekleşeceğine inanmak, umut etmek
ÜMİTİ SÖNMEK : Turkish Turkish
umudu kalmamak
ÜMİTİ SUYA DÜŞMEK : Turkish Turkish
umudu kalmamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani