Turkish Turkish
UMURSANMAK : Turkish Turkish
umursamak eylemine konu olmak
UMURSAYIŞ : Turkish Turkish
umursamak eylemi ya da biçimi
UMUT : Turkish Turkish
ummaktan doğan güven duygusu, °ümit
UMUT : Turkish Turkish
u duyguyu veren kimse ya da şey
UMUT : Turkish Turkish
eklenilen iyi sonuç
UMUT BESLEMEK : Turkish Turkish
ir şeyin olabileceğini beklemek, ummak
UMUT ETMEK : Turkish Turkish
ummak
UMUT IŞIĞI : Turkish Turkish
umutlandırıcı belirti
UMUT KESMEK : Turkish Turkish
ir şeyin artık gerçekleşemeyeceği kanısına varmak, ummaz olmak
UMUT VERMEK : Turkish Turkish
ir kimsede umut uyandırmak; bir kimseye güven vermek
UMUTA DÜŞMEK : Turkish Turkish
gerçekleşeceğine inanmak, umut etmek
UMUTLANDIRICI : Turkish Turkish
umutlandıran, umut veren
UMUTLANDIRIŞ : Turkish Turkish
umutlandırmak eylemi ya da biçimi
UMUTLANDIRMA : Turkish Turkish
umutlandırmak eylemi
UMUTLANDIRMAK : Turkish Turkish
umut vermek, umutlanmasına yol açmak, ümitlendirmek
UMUTLANIŞ : Turkish Turkish
umutlanmak eylemi ya da biçimi
UMUTLANMA : Turkish Turkish
umutlanmak eylemi
UMUTLANMAK : Turkish Turkish
ir şeyin olmasını inançla beklemek, ümitlenmek
UMUTLU : Turkish Turkish
umudu olan, umut besleyen, ümitli
UMUTLULUK : Turkish Turkish
umudu olma durumu
UMUTSUZ : Turkish Turkish
umudu olmayan, hiç umudu kalmayan, ümitsiz, °nevmit
UMUTSUZ : Turkish Turkish
düzeleceği ya da iyileşeceği sanılmayan, ümitsiz
UMUTSUZLANMA : Turkish Turkish
umutsuzlaşma
UMUTSUZLANMAK : Turkish Turkish
umudunu yitirmek, umutsuzluğa kapılmak
UMUTSUZLAŞMA : Turkish Turkish
umudunu yitirme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani