Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UMUTSUZLAŞMAK : Turkish Turkish

umutsuz duruma gelmek

UMUTSUZLAŞTIRMA : Turkish Turkish

umutsuzlaştırmak eylemi

UMUTSUZLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

umutsuz duruma getirmek

UMUTSUZLUK : Turkish Turkish

umutsuz olma durumu, ümitsizlik, °meyusiyet

UMUTSUZLUKA DÜŞMEK ( YA DA KAPILMAK) : Turkish Turkish

hiç umudu kalmamak, güveni sarsılmak, olumsuzluğa sürüklenmek

UMUTUNU KIRMAK : Turkish Turkish

güvenini sarsmak

UN : Turkish Turkish

öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri: buğday unu. pirinç unu. patates unu

ÜN : Turkish Turkish

ıyi bir nitelikte bilinip tanınmış olma durumu, °şöhret, °şan, °nam

ÜN ALMAK (KAZANMAK, SALMAK YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak

UN UFAK ETMEK : Turkish Turkish

çok ufak kırıntılar durumuna getirmek

UN UFAK OLMAK : Turkish Turkish

çok ufak kırıntılar durumuna gelmek, parçalanmak

UNCU : Turkish Turkish

un satan kimse

UNCULUK : Turkish Turkish

un alıp satma işi

ÜNE KAVUŞMAK : Turkish Turkish

ün kazanmak, şöhret bulmak

ÜNİFORMA : Turkish Turkish

aynı işi yapanların giydikleri, tüzükle belirtilmiş, birörnek giysi

ÜNİFORMA : Turkish Turkish

silahlı kuvvetlerin resmi giysisi

ÜNİFORMA : Turkish Turkish

ir kimsenin sürekli giydiği giysi

ÜNİFORMALI : Turkish Turkish

üniforması olan; üniforma giymiş olan (kimse)

ÜNİTE : Turkish Turkish

irlik, birleşmiş olma durumu

ÜNİTE : Turkish Turkish

ir kümenin her elemanı ya da bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, birim

ÜNİVERSAL : Turkish Turkish

evrensel

ÜNİVERSİTE : Turkish Turkish

ilimsel özerkliğe ve kamu tüzelkişiliğine sahip, yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul ve benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan öğretim kurumu

ÜNİVERSİTELERARASI : Turkish Turkish

irçok üniversite ile ilgili olan

ÜNİVERSİTELİ : Turkish Turkish

üniversite öğrencisi