Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UNLAMA : Turkish Turkish

unlamak eylemi

UNLAMAK : Turkish Turkish

una bulamak

UNLAMAK : Turkish Turkish

un bulaştırmak

UNLANMA : Turkish Turkish

unlanmak eylemi

UNLANMAK : Turkish Turkish

una bulanmak

UNLANMAK : Turkish Turkish

una bulaştırılmak

ÜNLEM : Turkish Turkish

türlü duyguları anlatan ya da bir doğa sesini yansıtan sözcük

ÜNLEME : Turkish Turkish

ünlemek eylemi

ÜNLEMEK : Turkish Turkish

yüksek sesle çağırmak, seslenmek

ÜNLEMEK : Turkish Turkish

yüksek sesle bildirmek

ÜNLENİŞ : Turkish Turkish

ünlenmek eylemi ya da biçimi

ÜNLENME : Turkish Turkish

ünlenmek eylemi

ÜNLENMEK : Turkish Turkish

çağrılmak, yüksek sesle bildirilmek

ÜNLENMEK : Turkish Turkish

ün sahibi olmak, °meşhur olmak

ÜNLETMEK : Turkish Turkish

ağırtmak, çağırtmak

ÜNLÜ : Turkish Turkish

ün salmış olan, şöhretli, °meşhur, °şanlı, °namlı, °namdar

ÜNLÜ : Turkish Turkish

ses yolunda bir engele çarpmadan çıkabilen ses, °sedalı harf, °vokal

ÜNLÜ UYUMU : Turkish Turkish

kimi dillerde, özellikle türkçede, sözcüklerdeki ünlülerin incelik, kalınlık ya da düzlük, yuvarlaklık bakımlarından birbirine benzemesi

UNLUK : Turkish Turkish

un yapılmaya elverişli, temizlenmiş (buğday)

UNLUK : Turkish Turkish

değirmende unun biriktiği yer

ÜNLÜLEŞME : Turkish Turkish

ir ünsüzün, yanındaki ünlülerin etkisiyle, ünlü niteliği alması

UNMAK : Turkish Turkish

onmak

ÜNSİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ahbaplık, arkadaşlık; alışkanlık

UNSUR : Turkish Turkish

öğe, ilke, °uknum, °eleman

ÜNSÜZ : Turkish Turkish

ünü olmayan, gösterişsiz, şöhretsiz