Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UPUZUN : Turkish Turkish

çok uzun

UPUZUN : Turkish Turkish

tamamıyla uzanmış bir durumda

UR : Turkish Turkish

gözelerin aşırı çoğalmasıyla dokularda oluşan ve büyüme eğilimi gösteren yumru, °tümör

URAĞAN : Turkish Turkish

eraberinde yağmur getirmeyen güçlü fırtına

URAN : Turkish Turkish

ışleyim, °sanayi, °endüstri

URANÜS : Turkish Turkish

güneş'e uzaklık sırasında yedinci olan ve güneş çevresindeki dolanımını seksen dört yılda tamamlayan gezegen

URANYUM : Turkish Turkish

atom numarası 92, atom ağırlığı 238,03 olan, 1800 °c'ye doğru ergiyen, 18,7 yoğunluğunda demir görünüşünde bir element, simgesi u

ÜRAT : Turkish Turkish

sidik asiti tuzu

URBA : Turkish Turkish

giysi

URBAN : Turkish Turkish

çöl arapları

URBANİST : Turkish Turkish

kentçilik uzmanı

URBANİZM : Turkish Turkish

mimarlığın kent düzeniyle uğraşan dalı

URDUCA : Turkish Turkish

pakistan'da konuşulan resmi dil

ÜRDÜNLÜ : Turkish Turkish

ürdün halkından olan (kimse)

ÜRE : Turkish Turkish

öbreğin kandan ayırdığı azotlu besinlerin vücutta yanmasıyla oluşan, erimiş bir durumda sidikle dışarı atılan azotlu madde artığı

ÜRE : Turkish Turkish

yapay reçine verniği ve tutkalı üretiminde kullanılan temel gereçlerden beyaz, billursu toz

ÜREM : Turkish Turkish

faiz

ÜREME : Turkish Turkish

üremek eylemi

ÜREME : Turkish Turkish

canlıların cinsel gözelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla ya da doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, °tenasül

ÜREMEK : Turkish Turkish

(canlılar için) doğup çoğalmak

ÜREMEK : Turkish Turkish

çoğalmak, artmak

ÜREMİ : Turkish Turkish

sidik, haima kan ) hek. böbreklerin iyi çalışmaması nedeniyle ürenin sidikle çıkmayıp kanda birikmesi sonucu ortaya çıkan hastalık

ÜREMSEL : Turkish Turkish

üremeyle ilgili, °genital, jenital

ÜRETEÇ : Turkish Turkish

herhangi bir mekanik erkeyi elektrik akımına çeviren aygıt, °jeneratör

ÜRETİ : Turkish Turkish

üretilen her türlü nesne