Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
URGAN : Turkish Turkish

keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halat

URGANCI : Turkish Turkish

urgan yapan ya da satan kimse

ÜRİK ASİT : Turkish Turkish

suda çok az eriyen, soda ve amonyakla birleşince kısmen eriyebilen, çok az kanda ve biraz da idrarda bulunan asit ve nötr tuzlar oluşturan asit (c5h4n4o3)

ÜRKEK : Turkish Turkish

çok ürken

ÜRKEK : Turkish Turkish

çekingen, sıkılgan

ÜRKEK ÜRKEK : Turkish Turkish

ürkerek, çekingenlikle

ÜRKEKÇE : Turkish Turkish

ürkek (bir biçimde)

ÜRKEKLEŞME : Turkish Turkish

ürkekleşmek eylemi

ÜRKEKLEŞMEK : Turkish Turkish

ürkek duruma gelmek

ÜRKEKLİK : Turkish Turkish

ürkek olma durumu ya da ürkekçe davranış

ÜRKME : Turkish Turkish

ürkmek eylemi, °tevahhuş

ÜRKMEK, -ER : Turkish Turkish

ir şeyden korkup birden sıçramak, °tevahhuş etmek

ÜRKMEK, -ER : Turkish Turkish

şaşkınlık ve korku duymak

ÜRKMEK, -ER : Turkish Turkish

(ağaç) meyve vermemek

ÜRKÜ : Turkish Turkish

kişiyi kendinden geçirecek kadar büyük korku

ÜRKÜ : Turkish Turkish

topluluğu saran ortak korku, °panik

ÜRKÜNÇ : Turkish Turkish

ürkme, çekinme duygusu veren

ÜRKÜNÇLÜK : Turkish Turkish

ürkütücülük

ÜRKÜNTÜ : Turkish Turkish

ürkme duygusu, °tevahhuş

ÜRKÜNTÜ VERMEK : Turkish Turkish

ürkütmek

ÜRKÜNTÜLÜ : Turkish Turkish

ürküntü veren

ÜRKÜŞ : Turkish Turkish

ürkmek eylemi ya da biçimi

ÜRKÜSÜZ : Turkish Turkish

ürkü vermeyen

ÜRKÜSÜZLÜK : Turkish Turkish

ürkü vermeme durumu

ÜRKÜTME : Turkish Turkish

ürkütmek eylemi