Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÜRKÜTMEK : Turkish Turkish

ürküntü vermek

ÜRKÜTMEK : Turkish Turkish

korkutup kaçırmak

ÜRKÜTMEK : Turkish Turkish

herhangi bir etkiyle bitkinin gelişmesini engellemek

ÜRKÜTMEK : Turkish Turkish

korkutmak

ÜRKÜTMEK : Turkish Turkish

kuşkulandırmak

ÜRKÜTÜCÜ : Turkish Turkish

ürkütme niteliği olan (şey)

ÜRKÜTÜCÜLÜK : Turkish Turkish

ürkütme niteliği, ürküntü verme durumu

URMAK, -UR : Turkish Turkish

vurmak

URODEL : Turkish Turkish

kuyruklular

ÜRODEL : Turkish Turkish

kuyruklular

ÜROGRAFİ : Turkish Turkish

ıdrar yollarının röntgen ışınıyla incelenmesi yöntemi

ÜROLOG : Turkish Turkish

sidikyolu hastalıkları hekimi, °bevliyeci

ÜROLOJİ : Turkish Turkish

tıbbın sidikyolu hastalıklarını inceleyen dalı, °bevliye

ÜROLOJİ : Turkish Turkish

hastanelerde idrar yolları hastalıklarının tedavi edildiği bölüm

ÜRPERİŞ : Turkish Turkish

ürpermek eylemi ya da biçimi

ÜRPERME : Turkish Turkish

ürpermek eylemi

ÜRPERMEK : Turkish Turkish

korku, tiksinti, üşüme vb. yüzünden tüylerin dikilip derinin nokta nokta kabarmasıyla görülen ani titreme

ÜRPERMEK : Turkish Turkish

korkmak

ÜRPERTİ : Turkish Turkish

ürperme duygusu ya da durumu

ÜRPERTİ VERMEK : Turkish Turkish

korkutmak

ÜRPERTİCİ : Turkish Turkish

ürperme duygusu veren

ÜRPERTİLİ : Turkish Turkish

titreşimli

ÜRPERTMEK : Turkish Turkish

ürpermesine neden olmak

ÜRTİKER : Turkish Turkish

kurdeşen

URUK : Turkish Turkish

soy, °sülale