Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UŞAK OLMAK : Turkish Turkish

irinin hizmetini yapma görevini üzerine almak

UŞAKKAPAN : Turkish Turkish

ebekleri kaldırdığı söylenen bir cins akbaba

UŞAKLIK : Turkish Turkish

uşak olma durumu

UŞAKLIK : Turkish Turkish

irinin, kendi özsaygısı pahasına başkasına yaptığı hizmet

USANÇ : Turkish Turkish

usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, °melal

USANÇ GETİRMEK : Turkish Turkish

usanacak duruma gelmek

USANÇ VERMEK : Turkish Turkish

usandırmak

USANDIRICI : Turkish Turkish

usanç verici, bıktırıcı

USANDIRICILIK : Turkish Turkish

usandırıcı olma durumu

USANDIRIŞ : Turkish Turkish

usandırmak eylemi ya da biçimi

USANDIRMA : Turkish Turkish

usandırmak eylemi.

USANDIRMAK : Turkish Turkish

usanmasına yol açmak

USANGIN : Turkish Turkish

usanmış, bıkmış

USANILMA : Turkish Turkish

usanılmak eylemi

USANILMAK : Turkish Turkish

herhangi biri usanmak: bu işten çabuk usanıldı

USANIŞ : Turkish Turkish

usanmak eylemi ya da biçimi

USANMA : Turkish Turkish

usanmak eylemi

USANMAK : Turkish Turkish

yinelenmesi, uzun sürmesi dolayısıyla bir şeyden hoşlanılmaz ya da sıkılınır duruma gelmek, bıkmak, bezmek

USARE : Turkish Turkish

özsu

USAVURMA : Turkish Turkish

usavurmak eylemi, uslamlama, °muhakeme

USAVURMA : Turkish Turkish

ilinen ya da doğru olarak kabul edilen belirli önermelerden başka önermeler çıkarma, uslamlama, °muhakeme

USAVURMAK : Turkish Turkish

ir yargıya varmak için düşünceleri inceleme, karşılaştırma ve aralarındaki ilgiden yararlanma gibi zihin eylemlerinden geçirmek, mantık kuralları uyarınca düşünmek, uslamlamak, °muhakeme etmek

USÇU : Turkish Turkish

usçuluk yanlısı (kimse), °rasyonalist

USÇU : Turkish Turkish

usunu kullanmasını bilen

USÇU : Turkish Turkish

usçulukla ilgili