Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÜST ÇIKMAK ( YA DA GELMEK) : Turkish Turkish

yenmek

ÜST DÜZEY : Turkish Turkish

önemli aşama

ÜST PERDEDEN KONUŞMAK : Turkish Turkish

üstünlük taslayarak söz söylemek

ÜST ÜSTE : Turkish Turkish

irbiri arkasından

ÜST ÜSTE : Turkish Turkish

irbirinin üstüne konulmuş

ÜST ÜSTE : Turkish Turkish

çok kalabalık, sıkışık

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

ir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, °fevk

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

ir şeyin görülen yanı, yüzü

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

ir şeyin dış yüzü, yüzey

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

giyecek, giysi

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

irine göre yüksek aşamada olan kimse, °mafevk

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

vücut, beden

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

artan, geriye kalan bölüm

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

irkaç şeyden birbirine göre yukarda olan

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

öte, arka

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

kimi tamlamalarda zaman bildirir

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

kimi deyimlerde sorumluluk, yükümlülük anlatır

ÜST, -TÜ : Turkish Turkish

ılgilenilen, üzerinde durulan konu

USTA : Turkish Turkish

ir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse

USTA : Turkish Turkish

sanatında üstün olan sanatçı, sanat öğreticisi

USTA : Turkish Turkish

zanaatçılar için san

USTA : Turkish Turkish

eli uz, işinin eri, becerikli, °mahir

USTA : Turkish Turkish

osmanlı ımparatorluğu'nda saraydaki cariye ve hizmetlilerin kıdemlilerine verilen ad

USTA ELİNDEN ÇIKMAK : Turkish Turkish

(eli uz, işinin eri olan bir kimse) yapmak