Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÜSTDUDAK : Turkish Turkish

dudaklardan üstte bulunanı

ÜSTDUDAK : Turkish Turkish

eklembacaklı hayvanlarda ağız parçalarını örten bir uzantı; karındanbacaklılarda ağız bölgesinin dış yanı

ÜSTE : Turkish Turkish

ir şeyden başka, bir şeyle beraber; fazladan verilen, caba

ÜSTE ÇIKMAK : Turkish Turkish

suçlu olduğu halde karşısındakini suçlamak

ÜSTE VERMEK : Turkish Turkish

irşeyi başka bir şeyle değiştirirken fazladan vermek

ÜSTE VURMAK : Turkish Turkish

fiyatını artırmak

ÜSTE VURMAK : Turkish Turkish

eklemek, katmak

ÜSTECİLİK : Turkish Turkish

üstelik

ÜSTEĞMEN : Turkish Turkish

orduda rütbesi teğmenle yüzbaşı arasında olan subay

ÜSTEĞMENLİK : Turkish Turkish

üsteğmen olma durumu, üsteğmenin görevi ya da orunu

ÜSTEL : Turkish Turkish

üsü (i) olan

ÜSTELEME : Turkish Turkish

üstelemek eylemi, °tekit

ÜSTELEMEK : Turkish Turkish

ir düşünce ya da istek üzerinde durmak, direnmek, °ısrar etmek, °tekit etmek

ÜSTELEMEK : Turkish Turkish

(-i) (sayrılık) yeniden ortaya çıkmak, depreşmek

ÜSTELEMEK : Turkish Turkish

ir isteği, bir buyruğu yinelemek, °tekit etmek

ÜSTELEMEK : Turkish Turkish

ir şeyin üstüne eklenmek, katılmak °inzimam etmek

ÜSTELENİŞ : Turkish Turkish

üstelenmek eylemi ya da biçimi

ÜSTELENME : Turkish Turkish

üstelenmek eylemi

ÜSTELENMEK : Turkish Turkish

üstelemek eylemine konu olmak

ÜSTELEYİŞ : Turkish Turkish

üstelemek eylemi ya da biçimi

ÜSTELİK : Turkish Turkish

üste verilen şey

ÜSTELİK : Turkish Turkish

ayrıca, bir de, bundan başka

ÜSTENCİ : Turkish Turkish

aşkası için yapı ve ticaretle ilgili bir işi yapmayı üstüne alan kimse, °müteahhit

ÜSTENCİLİK : Turkish Turkish

üstencinin işi, üstenci olma durumu, °müteahhitlik

ÜSTENME : Turkish Turkish

üstenmek eylemi, °taahhüt, °angajman