Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
USUL BOY : Turkish Turkish

içimli endamı olan

USUL TUTMAK : Turkish Turkish

dümtekle tempo tutmak

USUL USUL : Turkish Turkish

usulcacık

USUL, -LÜ : Turkish Turkish

kökler, asıllar

USUL, -LÜ : Turkish Turkish

ir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri

USUL, -LÜ : Turkish Turkish

ir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, yöntem, °tarz

USUL, -LÜ : Turkish Turkish

ilimde belli bir sonuca erişmek için, belli bir plana göre izlenen yol, °metod

USUL, -LÜ : Turkish Turkish

yol, yöntem

USUL, -LÜ : Turkish Turkish

ir yasama ya da idare işleminin hazırlanması, yapılması ya da yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar

USUL, -LÜ : Turkish Turkish

alaturka müzikte tempo

USUL, -LÜ : Turkish Turkish

yavaş

USULCA : Turkish Turkish

yavaşça

USULCA : Turkish Turkish

sessiz bir biçimde

USULCACIK : Turkish Turkish

yavaş ve belli etmeden ya da ortalığı karıştırmadan, yavaşçacık

USULDAN : Turkish Turkish

yavaşça

USULLACIK : Turkish Turkish

usulcacık

USULSÜZ : Turkish Turkish

yöntemsiz

USULSÜZ : Turkish Turkish

yolsuz

USULSÜZLÜK : Turkish Turkish

yöntemsizlik

USULSÜZLÜK : Turkish Turkish

yolsuzluk

ÜŞÜME : Turkish Turkish

üşümek eylemi

ÜŞÜMEK : Turkish Turkish

isı yokluğu, azlığı ya da ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak

ÜŞÜNTÜ : Turkish Turkish

toplanma, üşüşme: karınca üşüntüsü

ÜŞÜNTÜ ETMEK : Turkish Turkish

üşüşmek

ÜŞÜNTÜ KÖPEK MANDAYI PARALAR : Turkish Turkish

irlikten güç doğar