Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÜŞÜRME : Turkish Turkish

üşürmek eylemi

ÜŞÜRMEK : Turkish Turkish

üşmek eylemini yaptırmak, saldırtmak

ÜŞÜŞME : Turkish Turkish

üşüşmek eylemi

ÜŞÜŞMEK : Turkish Turkish

her yandan bir araya gelmek, toplanmak, birikmek

ÜŞÜTME : Turkish Turkish

üşütmek eylemi

ÜŞÜTMEK : Turkish Turkish

üşümesine neden olmak

ÜŞÜTMEK : Turkish Turkish

üşüyüp hasta olmak, soğuk almak

ÜŞÜTMEK : Turkish Turkish

delirmek, saçmalamak

ÜŞÜTÜK : Turkish Turkish

aklını yitirmiş, saçmalayan (kimse)

UT : Turkish Turkish

utanma duygusu

UT : Turkish Turkish

türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, çalgıçla çalınan bir çalgı

UT YERİ : Turkish Turkish

insanın vücudunda örtmek zorunda olduğu yer, edep yeri

UTANÇ : Turkish Turkish

utanma duygusu, °hicap

UTANÇINDAN YERE GEÇMEK : Turkish Turkish

çok utanmak

UTANDIRILMAK : Turkish Turkish

utandırmak eylemi yapılmak

UTANDIRIŞ : Turkish Turkish

utandırmak eylemi ya da biçimi

UTANDIRMA : Turkish Turkish

utandırmak eylemi

UTANDIRMAK : Turkish Turkish

utanmasına yol açmak, utanacak bir duruma düşürmek, °mahcup etmek

UTANGAÇ : Turkish Turkish

ir toplulukta güvenini yitiren, rahat konuşamayan ve rahat davranamayan, sıkılgan, °mahcup

UTANGAÇLIK : Turkish Turkish

sıkılganlık, °mahcubiyet

UTANGAN : Turkish Turkish

utangaç

UTANIŞ : Turkish Turkish

utanmak eylemi ya da biçimi

UTANMA : Turkish Turkish

utanmak eylemi, °teeddüp

UTANMA : Turkish Turkish

utanma duygusu

UTANMAK : Turkish Turkish

onursuz sayılacak ya da gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak,korkmak, °mahcup olmak