Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UVERTÜR : Turkish Turkish

açış, giriş, başlangış

UVERTÜR YAPMAK : Turkish Turkish

ir şeye giriş niteliğinde söz söylemek ya da davranışta bulunmak

ÜVEY ANA : Turkish Turkish

öz olmayan anne, analık

ÜVEY BABA : Turkish Turkish

öz olmayan baba, babalık

ÜVEY EVLAT : Turkish Turkish

karı kocanın her birine göre öbürünün ayrı bir eşinden dünyaya gelmiş olan evladı

ÜVEY EVLAT GİBİ TUTMAK ( YA DA SAYMAK) : Turkish Turkish

horlamak, haksızlık etmek, iyi davranmamak

ÜVEY KARDEŞ : Turkish Turkish

abaları ya da anaları ayrı olan kardeşlerden her biri

ÜVEY, -İ, -Sİ : Turkish Turkish

yalnız yasaca akraba sayılan, öz olmayan

ÜVEYİK : Turkish Turkish

güvercinlerden, korularda yaşayan, eti için avlanan bir kuş (streptopelia turtur)

ÜVEYLİK : Turkish Turkish

üvey olma durumu

ÜVEYLİK : Turkish Turkish

üvey evlat

ÜVEYMEK : Turkish Turkish

(güvercin, kumru gibi kuşlar için) göğsünden ötmek

ÜVEZ : Turkish Turkish

gülgillerden bir ağaç (pirus sorbus)

ÜVEZ : Turkish Turkish

u ağacın muşmulaya benzeyen yemişi

ÜVEZ : Turkish Turkish

sivrisineğe benzer, kan emen bir böcek (sorbus)

UVUNMAK : Turkish Turkish

uğunmak

UYAK : Turkish Turkish

koşukta dizeler sonundaki eşsesli sözcük ya da aynı görevde olmayan ses bakımından benzeşen ek, °kafiye

UYAKLI : Turkish Turkish

uyağı olan, °kafiyeli

UYAKSIZ : Turkish Turkish

uyağı olmayan, kafiyesiz

UYANDIRMA : Turkish Turkish

uyandırmak eylemi

UYANDIRMA : Turkish Turkish

anıları zihinde yeniden canlandırma

UYANDIRMAK : Turkish Turkish

uyku durumundan çıkarmak, uyanmasına yol açmak

UYANDIRMAK : Turkish Turkish

(çıra, lamba, soba gibi ışık veren şeyler için) yakmak, tutuşturmak

UYANDIRMAK : Turkish Turkish

ir duyguya, bir düşünceye yol açmak

UYANDIRMAK : Turkish Turkish

herşeyi anlar duruma getirmek