Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UYDURUKÇU : Turkish Turkish

kimi şeyleri uydurarak anlatan

UYDURUKÇULUK : Turkish Turkish

uyduruk şeyler anlatma durumu

UYDURULMA : Turkish Turkish

uydurulmak eylemi

UYDURULMAK : Turkish Turkish

uydurmak eylemi yapılmak

UYDURUŞ : Turkish Turkish

uydurmak eylemi ya da biçimi

UYDUSAVAR : Turkish Turkish

uyduları tahrip ederek askeri amaçlarla kullanılmasını engelleyen (araçlar)

ÜYE : Turkish Turkish

herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, °aza

ÜYE : Turkish Turkish

(omurgalılarda) kol ve bacaklar, °organ, °uzuv

ÜYELİK : Turkish Turkish

üye olma durumu

UYGAR : Turkish Turkish

düşün, sanat ve endüstri alanlarında çok büyük bir gelişme göstermiş olan, medenileşmiş, °medeni, °mütemeddin

UYGAR : Turkish Turkish

(ınsan için) kültürlü, eğitimli, görgü kurallarına uyan, °medeni

UYGARLAŞMA : Turkish Turkish

uygar duruma gelme, medenileşme, °temeddün

UYGARLAŞMAK : Turkish Turkish

uygarlığa erişmek, medenileşmek

UYGARLAŞTIRICI : Turkish Turkish

uygar duruma getirici

UYGARLAŞTIRMA : Turkish Turkish

uygarlaştırmak

UYGARLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

uygarlaşmasını sağlamak, uygar duruma getirmek

UYGARLIK : Turkish Turkish

uygar olma durumu, °medeniyet, °medenilik

UYGARLIK : Turkish Turkish

ir ülkenin, bir toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşün, sanat çalışmalarıyla ilgili niteliklerinin tümü, °medeniyet

UYGARLIKÇI : Turkish Turkish

uygarlık yanlısı

UYGARLIKÇILIK : Turkish Turkish

uygarlığı, genellikle batıyı, batı uygarlığını benimseme ve ona ulaşmaya çabalama durumu

UYGU : Turkish Turkish

ıki şey arasındaki uygunluk ilkesi

UYGULAMA : Turkish Turkish

uygulamak eylemi, °tatbikat, °tatbik, °pratik

UYGULAMA : Turkish Turkish

kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda yaşama geçirme, kılgı, °tatbik

UYGULAMA : Turkish Turkish

üst üste getirme, üst üste koyma, °tatbik

UYGULAMAK : Turkish Turkish

kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda yaşama geçirmek, °tatbik etmek