Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
UYKUSUZ KALMAK : Turkish Turkish

uyuyamamak

UYKUSUZLUK : Turkish Turkish

uyku uyuyamama ya da yeterince uyumamış olma durumu

UYKUYA DALMAK : Turkish Turkish

ahat, derin bir şekilde uyumak

UYKUYA VARMAK : Turkish Turkish

uyumak

UYKUYA VARMAK : Turkish Turkish

dinginlik, sessizlik, hareketsizlik içine girmek

UYKUYA YATMAK : Turkish Turkish

uyumak için yatmak

UYLAMA : Turkish Turkish

uylamak eylemi

UYLAMAK : Turkish Turkish

üzerine çok düşmek üstelemek

UYLAŞIM : Turkish Turkish

saymaca bir şey benimsemek için yapılan anlaşma

UYLAŞMA : Turkish Turkish

uylaşmak eylemi

UYLAŞMAK : Turkish Turkish

irbiriyle uyuşmak, anlaşmak

UYLAŞTIRMA : Turkish Turkish

uylaştırmak eylemi

UYLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

uzlaştırmak anlaştırmak

UYLUK : Turkish Turkish

kalçadan dize kadar olan bacak bölümü

UYLUK KEMİĞİ : Turkish Turkish

uyluğun iskeletini oluşturan kemik

UYMA : Turkish Turkish

uymak eylemi, °intibak, °riayet, °tebaiyet, °tevafuk

UYMACILIK : Turkish Turkish

yürürlükteki kurum, ölçüt ya da koşullara, görece katı kalıplara, eleştirel bir değerlendirme yapmaksızın uyma, °konformizm

UYMAK, -AR : Turkish Turkish

ölçüleri birbirini tutmak, tam gelmek

UYMAK, -AR : Turkish Turkish

enk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek

UYMAK, -AR : Turkish Turkish

eğeniye, anlayışa uygun düşmek

UYMAK, -AR : Turkish Turkish

ir inanca, bir anlayışa, bir duruma ya da egemen bir güce uygun davranışta bulunmak

UYMAZ : Turkish Turkish

aykırı, başka türlü, °mugayir

UYMAZLIK : Turkish Turkish

aykırılık, başkalık, °mugayeret

UYRUK : Turkish Turkish

ir ülkede doğmuş ya da sonradan o ülkenin yurttaşı olmuş olan ve bir devletin bağımı altında bulunan kimse, °tebaa

UYRUKLU : Turkish Turkish

uyruktan olan